Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1383 E. 2024/6593 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin nihai kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ve bozma ile kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek, davacı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/208 Esas, 2023/380 Karar

DAVA TARİHİ: 29.04.2011

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle...köyü 232 parsel sayılı taşınmazın 3.699,43 m2lik kısmının (ifrazen 756 parsel) kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini, tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu savunarak gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.07.2013 tarihli ve 2011/172 Esas, 2013/322 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 12.07.2013 tarihli ve 2011/172 Esas, 2013/322 Karar sayılı kararına karşı davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın çok eski tarihli satış (1994) olması sebebiyle dava konusu taşınmaza emsal olacak nitelikte olmadığından gerçekçi olmayan yanıltıcı sonuçlara götüreceği, bu nedenle taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve dava konusu taşınmazın değerinin emsal karşılaştırması suretiyle tespiti için yeniden keşif yapılarak alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği; dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının davacı idare tarafından atık malzeme dökülerek kullanılıyor olmasının bu bölümde belirlenecek değer kaybı oranında dikkate alınamayacağı, değer kaybı oranının taşınmazın kullanım, ulaşım, yapılaşma vs. gibi hususlarda kısıtlama oluşturup oluşturmayacağı gözetilerek belirlenmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın 62,13 m²lik kısmında ... Genel Müdürlüğü lehine tesis edilen mevcut irtifak hakkının halen devam edip etmediğinin tespiti ile devam ettiğinin anlaşılması halinde irtifak nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer kaybının hesaplanmamış olmasının doğru olmadığı; tespit edilen kamulaştırma bedeline karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, hüküm tesis edilirken faiz bitiş tarihinin gösterilmiş olmamasının doğru olmadığı; kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken Hazine adına tesciline hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.11.2017 tarihli ve 2014/399 Esas, 2017/288 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.11.2017 tarihli ve 2014/399 Esas, 2017/288 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazların dava konusu taşınmaza 3,7 km uzaklıkta olduğu, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığı gibi emsal alınan taşınmazların imar parseli olup olmadığı araştırılmadan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, işbu rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunmasının mümkün olduğu, bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak raporun sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı; bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedel bozma öncesi davalıya ödendiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, fazladan depo edilen bedelin davacı idareye iadesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında kabul edilemeyeceğini, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, nitekim emsal alınan taşınmazın arsa vasfında, dava konusu taşınmazın ise mera vasfında olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun)26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.