Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1419 E. 2024/7361 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların tapudan terkini davasında, bedelin belirlenmesinde kullanılan kapitalizasyon faiz oranı, objektif değer artış oranı ve değer azalış oranının doğru olup olmadığı ile Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası uygulanacak faiz oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen kapitalizasyon faiz oranı, objektif değer artış oranı ve değer azalış oranının yerinde olduğu, davanın Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce açılmış olması nedeniyle 2942 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 9. fıkrasının uygulanmasının mümkün olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2962 Esas, 2023/2343 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/543 Esas, 2023/101 Karar

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Çanakkale ili ..... köyü 951, 955, 1101, 1100 (ifrazen 1193) parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artış oranının % 20 alınmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda, kapitalizasyon faiz oranı içerisinde değerlendirilen unsurların, aynı zamanda objektif artış oranı içerisinde de değerlendirildiğinden mükerrer değerlendirme yapılarak bedelin artırıldığını, bu yüzden objektif değer artış oranının % 20 olarak alınmasının hatalı oldupunu, düzeltilmesi gerektiğini, taşınmazlar kuru tarım arazisi olarak nitelendirildiği hâlde kapitalizasyon faiz oranın % 5 olarak alınmasının doğru olmadığını, üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı yönündeki görüşün yanlış olduğunu, arta kalan kısımda değer düşüklüğü olacağı kanaatinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yeni bir heyetten masrafı tarafların karşılanmak üzere yeni bir keşif ve bilirkişi raporu alınması gerektiğini, söz konusu bilirkişi raporunda aynı bölgede aynı kamulaştırma kapsamında ve aynı özelliklere sahip taşınmazlar arasında yüzde yüze yakın farklı bedel belirlenmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların metrekare birim fiyatının hesaplanmasında hata yapıldığını, dava konusu taşınmazlara en % 200 oranında objektif değer artışı uygulanarak hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarım arazisi vasfındaki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir yöntemine uygun şekilde değer biçen bilirkişi kurul raporuna dayanılarak hüküm kurulmasında, 951,1101 ve 1193 nolu parsellerin kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan kısımlarda değer azalışı olmayacağı, 955 parselde ise değer azalışı olacağı, kabul edilen değer azalış oranının yerinde olduğu, uygulanan kapitalizasyon faiz oranının yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu, taşınmazın kuru tarım arazisi olarak kabulünde bilirkişi kurul raporundaki değerlendirmelerin denetime elverişli ve yeterli olduğu sonucuna varılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif değer artış oranının % 20 alınmasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranı içerisinde değerlendirilen unsurların, aynı zamanda objektif artış oranı içerisinde de değerlendirildiğinden mükerrer değerlendirme yapılarak bedelin artırıldığını, taşınmazlar "kuru tarım arazisi" olarak nitelendirildiği hâlde kapitalizasyon faiz oranın % 5 oranında alınmasının doğru olmadığını, üretim giderlerinin brüt gelirinin 1/3'ünden fazla olamayacağı yönündeki görüşün yanlış olduğunu, arta kalan kısımda değer düşüklüğü olacağı kanaatinin doğru olmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların metrekare birim fiyatının çok düşük olduğunu, objektif değer artış oranının en az %200 olması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi iptal kararı uyarınca kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek oranda faizin işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, kamulaştırma bedelinin zamanında depo edilmemesinin mülkiyet hakkı ihlaline sebebiyet verdiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 2020 yılı Gelibolu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması, dava konusu taşınmazların belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artışı uygun görülmüştür.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY YAZISI

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalıların Anayasa'nın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılar vekillerinin 09.01.2024 tarihli temyiz dilekçesindeki; "Anayasa'nın 46 ncı maddesi uyarınca faizin uygulanmasına" ilişkin talepleri) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesinin yukarıda zikredilen iptal kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan Sayın çoğunluğun Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliğinden ve her davanın açıldığı tarihteki fiilî ve hukukî duruma göre karara bağlanacağından bahisle derdest somut davada uygulanamayacağı yönündeki gerekçeli kararının "Değerlendirme" bölümünün 4 No.lu bendinde yazılı sebep ve gerekçesine katılmıyorum. 12.06.2024