"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1977 Esas, 2023/1751 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/143 Esas, 2022/214 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı Orman Genel Müdürlüğü yönünden davanın pasif husumetten reddine davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı Hazine vekili Avukat ..., davalı vekili Avukat... ile yetki belgesine istinaden davacı vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü, 1346 parsel sayılı taşınmazın tamamının Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/387 Esas, 2019/126 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş olduğundan, uğranılan zararın davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davanın Hazine'ye yöneltilmesi gerektiğinden orman yönetiminin davalı sıfatının bulunmadığını, usul ve kanuna aykırı olarak açılan davanın müvekkili idare açısından husumet yönünden reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise esas yönünden reddini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olduğunu, ... Mahallesinde 1967 yılında arazi kadastrosunun, Orman Kadastrosu ve 2/B uygulamasınında 1996 yılında bitirilerek ilan edildiğini, dava konu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını, 1996 yılında orman şerhinin konulduğunu, 10 yıllık süre içerisinde Hazine aleyhine tazminat davasının açılmadığını, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davacının taşınmazdan faydalandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Orman Genel Müdürlüğü yönünden davanın pasif husumetten reddine, davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları bulunduğunu, AİHM'e yapılan başvurularda bu taşınmazların kamu malı oldukları alım satıma konu olamayacaklarından rayiç değerinin bulunmadığının belirtildiğini, ormanların 6831 sayılı Kanuna göre Orman Genel Müdürlüğünün murakabesine tabi olduğunu, sorumluluğun Maliye Hazinesinde değil Orman Genel Müdürlüğünde olduğunun açıkça anlaşıldığını, davalı Hazine yönünden davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve eksik inceleme ile belirlenen bedelin piyasa rayiçlerinin çok üzerinde olduğunu, hükmedilen tazminata faiz işletilmesine ve faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini, davacının ıslah etmiş olduğu miktarın zamanaşımına uğradığını, davalı kurum aleyhine hükmedilmiş olan vekâlet ücreti ve yargılama giderinin yüksek olduğunu, reddedilen kısım üzerinden davalı kurum lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş olmasına itiraz ettiklerini, davacının taşınmazın tapusu iptal edilene kadar taşınmazın semerelerinden faydalandığını, zarar miktarı hesaplanırken elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semerelerin düşülmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın orman niteliğinde olmasına rağmen tapulama işlemi sırasında özel mülkiyete konu edilmesi ve tapu düzenlenmesi sebebiyle somut olayda devletin tazminat sorumluluğu doğduğu, tapu sicilinin tutulmasından devlet sorumlu olup Hazineye husumet yöneltilmesinin doğru olduğu, davanın tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi zararın doğması yani tapunun iptali ile başlayacağından davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığının kabulü ile bilirkişi heyetince özellikle ... Belediye Başkanlığından gelen yazı ile meskun sahada yer almayıp belediye hizmetlerinden faydalanmadığının anlaşılması karşısında, taşınmazın arazi niteliğinde kabul edilmesi ile gelir metoduna göre değerinin tespit edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın bulunduğu bölgedeki coğrafi durum ve toprak yapısı itibarıyla kapitalizasyon faiz oranının %5 oranında alınması, taşınmazın konumu ile taşınmazı o bölgedeki diğer taşınmazlardan ayıran özellikler de gözetilmek suretiyle objektif değer artış oranının %75 uygulanması sonucu m² birim fiyatının 2020 yılı için 302,45 TL olarak hesaplanmış olması faiz başlangıç tarihinin ıslah dilekçesinde belirtilen 12.03.2020 tarihi olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi vekâlet ücreti ve harç bakımından istinaf başvurusunun yerinde görülmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının maddi vakıa ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4- 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava konusu taşınmazın yeri, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özelliklerine göre objektif değer artışı ve kapitalizasyon faiz oranı yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı ve Davalı Tarım ve Orman Bakanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacı ve davalı Orman Genel Müdürlüğüne verilmesine,
Davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.