Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1477 E. 2024/8853 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiili el atılmamış olsa da imar planı değişikliği ile yapı yasaklı alana alınması nedeniyle kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği, bedelin tespitinde ve davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak harç ve vekalet ücretine ilişkin hükümde yanılgı bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2809 Esas, 2023/2914 Karar

DAVA TARİHİ : 11.04.2022

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/191 Esas, 2022/340 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., Mutlu Mahallesi, 36934 ada 8 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece fiili el atma olgusu gerçekleşecek şekilde kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda fiili bir el atma olmadığını, hukuki el atma davalarının ise idari yargıda görülmesi gerektiğini davanın gerekli süre içerisinde açılmadığından davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğini, husumetin kendilerine düşmediğini belirterek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşmaya gidilmediği, dava konusu taşınmazda fiili bir el atma olmadığını ve hukuki el atma davalarının idari yargıda görülmesi gerektiğini, davanın gerekli süre içerisinde açılmadığını, husumetin kendilerine düşmediğini, bedelin yüksek olup harç ve vekâlet ücretinin maktu olması gerektiğinı, faiz de ıslah tarihinin gözetilmediğini ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, imar durumuna ilişkin belgeler ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmaza davalı kurum tarafından fiilen bir el atmanın olmadığı, ancak Mamak Belediye Meclisinin 09.03.1989 tarihli ve 30 sayılı kararı ile onaylanan III. Islah İmar Planı Kapsamında gözlemsel etütlere dayalı olarak "Yapı Yasaklı Alan" olarak belirlendiği ve yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında yapılan yazışmalar sonrasında Mekansal Planlamalar Genel Müdürlüğü tarafından dava konusu taşınmazda yapılan sondaj-etüt (Jeolojik - Jeoteknik) çalışmaları sonrasında çöp dolgusu nedeni ile "Ö.A.5-2 Dolgu Alanı" olarak belirlendiği, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği, taşınmaza fiili el atma olgusu gerçekleşmemiş olsa dahi imar planlarının onay tarihi dikkate alındığında makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerektiği dikkate alındığında, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, emsaller ile dava konusu taşınmazın vergiye ilişkin değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilerek, bedelin davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacılar payının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşıldığı, ne var ki maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin 1inci fıkrasına eklenen cümlesi.

5.2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, Mamak Belediye Meclisi'nin 1989 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planı kapsamında gözlemsel etütlere dayalı olarak yapı yasaklı alan olarak ayrıldığı ve fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapora göre taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.01.2022 tarihli ve 32025 sayılı resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün son fıkrasında ''Bu kanun kapsamında acılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir'' düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de bu davaların yasal kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu ile bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiili el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

5. Kaldı ki eldeki davada dava konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yapı yasaklı alanında kaldığından ve fiili bir el atma bulunmadığından taşınmazda hukuki el atma nedeniyle taşınmazın bedeline hükmedildiğinden Ek Madde 4'ün uygulanması doğrudur.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

7. 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 4 ile ''Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." hükmü getirildiği gözetildiğinde harca esas değer üzerinden belirlenen vekâlet ücretinin de maktu harca tâbi davalarda maktu alınması gerektiği halde vekâlet ücretinin nispi olarak belirlenmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan ''199.400,00'' sayısının çıkartılarak, yerine ''17.900,00'' sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.