"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2470 Esas, 2023/2473 Karar
DAVA TARİHİ: 22.09.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/229 Esas, 2023/167 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ..., ... Mahallesi 102 ada 119 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının nehir yatağı içinde kaldığını, taşınmazdan yararlanma imkânının ortadan kalktığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı idarenin herhangi bir kusurunun olmadığını, sorumluluğun Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, husumetin taraflarına yöneltilemeyeceğini, hak düşürücü ve zamanaşıma süresinin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin çok düşük tespit edildiğini, uygulanan faizin enflasyon nedeniyle davacıların zararına sebep olacağını, dava konusu taşınmaza el atmanın 04.11.1983 tarihinden sonra başladığından nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idarenin herhangi bir müdahalesinin olmadığını, dere, çay ve nehir yatağında kalan taşınmazlarla ilgili kamulaştırma sorumluluğunun davalı idareye ait olmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini, davalı idare adına tescil yerine terkin kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dere, ırmak ve yataklarının ıslahından sorumlu olması sebebi ile davalı idarenin yasal hasım olarak tespitinde (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 13.10.2015 tarihli ve 2015/5443 Esas, 2015/17091 Karar sayılı kararı), dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde değerlendirmeye esas alınmasında, taşınmazın konumu ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre köy yerleşik alanına mesafesi 1700 metre olmakla, taşınmazın gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim bedeline % 50 oranında objektif değer arttırıcı unsur uygulanmasında ve yine, net gelirin hesaplama yönteminde ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılan belirlenen tazminat miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, aynı bölgede bulunan ... Mahallesi 118 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili aynı sebebe dayalı ve aynı davalı hakkında açılan Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/278 Esas, 2022/495 Karar sayılı dava dosyasının temyiz incelemesinde ve yine Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ..., 113 ada 8 parsel ile ilgili aynı sebebe dayalı ve aynı davalı hakkında açılan Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/158 Esas, 2021/277 Karar sayılı dava dosyasının temyiz incelemelerinin yapıldığı, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2022/5848 Esas, 2022/13685 Karar ve 2022/818 Esas, 2022/10027 Karar sayılı dosyalarında el atmaların 04.11.1983 tarihinden önce yapıldığının kabul edilmesi gerektiğinin belirtilmesine ve tüm dosya kapsamına göre somut davada da el atmanın 04.11.1983 tarihinden önce gerçekleştiğinin anlaşılmasına göre, davacılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki ... ili, ..., ... Mahallesi 102 ada 119 sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.