"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/737 Esas, 2023/2878 Karar
ASIL DAVADA DAVACI-
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
ASIL DAVADA DAVALI-
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 19.10.2020
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/447 Esas, 2022/135 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-birleştirilen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., Germeyik Mahallesi 124626 ada 12 (yeni 21) ve 14 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından otoban yapılmak suretiyle fiilen kamulaştırmasız olarak el atıldığını ileri sürerek tespit edilecek tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., Germeyik Mahallesi 124626 ada 12 (yeni 21 parsel) ve 14 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı idare vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kamulaştırılması için kamu yararı kararı alındığını, kamulaştırma çalışmalarının devam ettiğini, taşınmaza el atılmadığından veya davacının iddia ettiği oranda el atılmadığının tespit edilmesi durumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere dava konusu taşınmazların tarla vasfında olduğunu, yöntemine göre inceleme ve araştırma yapılmasını talep etmiştir.
2. Birleştirilen davanın davalısı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-birleştirilen dosya davalısı vekili; dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğunu, objektif değer artış oranının düşük alındığını, arta kalan kısımda değer azalışının daha fazla olduğunu, düşük bedele karar verildiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı-birleştirilen dosya davacısı idare vekili; uygulanan münavebenin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının düşük alındığını, objektif değer artışı uygulanmaması gerektiğini, kalan kısımda değer azalışı bulunmadığını, fazla bedele hükmedildiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan ek raporda 2020 yılı için hesaplanan değerin değerlendirme tarihi olan 2021 yılına güncellenmek suretiyle bedel tespiti doğru görülmediğinden, birleştirilen bedel tespit tescil davasında, 2021 yılı buğday bostan ürünleri net gelirine göre yeniden hesaplama yapılarak Dairelerinin ve Yargıtay denetiminden aynı kamulaştırma kapsamında geçen dava dosyalarında 2. ve 3. sınıf kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlara değer biçilmesinde esas alınan ve uygun görülen verim miktarları ile dava konusu taşınmazların 2. sınıf arazi niteliğinde olduğu da nazara alındığında, münavebeye esas alınan ürünlerin dekara verim miktarlarının buğday yönünden 400 kg, saman yönünden 350 kg, bostan yönünden 2000 kg olarak değerlendirilmesi uygun olup, Dairemiz denetimine aynı bölgeden gelen 2021 değerlendirme tarihli dosyalarda uygulanan şekilde buğday satış fiyatının 2,25 TL, samanın 1,10 TL, bostanın 1,80 TL, buğday giderinin 367,63 TL, bostan giderinin ise 858,72 TL alınıp, Coğrafi Bilgi Sistemleri Parsel Sorgulama Uygulamasından yapılan gözlemde dava konusu taşınmazların konumu, bilirkişi raporunda yazılı özellikleri değerlendirildiğinde % 100 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiği anlaşıldığından kamulaştırma bedelinin hesaplanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilerek duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda ek raporun diğer yönlerden doğru görülmekle birlikte, 11.01.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda kamulaştırmadan arta kalan kısım yönünden % 15 değer azalışı olacağı belirtildiği halde 03.04.2023 tarihinde düzenlenen ek raporda gerekçesi açıklanmadan % 30 değer azalışı olacağı kabul edilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin hesaplandığı anlaşılmakla belirtilen değer azalışına ilişkin çelişki yönünden bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor alınarak, 03.07.2023 tarihli ek rapor doğrultusunda toplam kamulaştırma bedelinin 1.751.213,15 TL olduğunun tespitine, bu bedelden İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen kısmın mahsubu ile fark 549.452,16 TL bedelin bloke edilmesi için birleştirilen dosya davacısı idareye süre verilip, fark bedelin süresi içinde bloke edilerek, dekontun dosyaya ibraz edildiği anlaşıldığından ve 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un değişik 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmü Anayasa'ya aykırı görülerek iptaline karar verildiğinden dava tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için “Kamu Alacaklarına Uygulanan En Yüksek Faizin” uygulanması gerektiği belirtilerek birleştirilen dava hakkında yeniden karar yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek, münavebe ürünlerinin hatalı alındığını, masraf kalemlerine sermaye faizi ve genel idari giderlerin eklenmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranının hatalı belirlendiğini, aynı bölgede taşınmazlar için daha düşük bedel belirlendiğini ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, birleştirilen davada kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak; dava konusu taşınmazın konumu, yola ve yerleşim yerine mesafesi nazara alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen özellikleri gözetilerek çıplak birim değerine objektif değer artış oranı uygulanarak ve arta kalan kısımlarda değer kaybının oluştuğunun kabulü ile belirlenen oranda değer kaybına hükmedilmek suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin, davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekmekte ise de bu husus temyiz nedeni yapılmadığından eleştirilmekle yetinilmiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı-karşı davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosyanın ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.