"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/513 Esas, 2023/838 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili........., ilçesi, ........, Mahallesi 123 ada 69 parsel (eski 423 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.04.2013 tarih ve 2012/430 Esas, 2013/102 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 12.04.2013 tarihli ve 2012/430 Esas, 2013/102 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre kapitalizasyon faizinin % 4 oranında kabulü ile buna göre hesaplama yapılması gerekirken % 5 oranında alınarak aza hükmedilmesinin, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda yazılı özellikleri dikkate alınarak taşınmazın belirlenen metrekare birim bedeline objektif değer artışı uygulanması gerektiğinin düşünülmemesinin ve 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından Anayasa Mahkemesinin 19.12.2013 tarihli ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 26.11.2012 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 31.03.2015 tarihli ve 2014/395 Esas, 2015/215 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 31.03.2015 tarihli ve 2014/395 Esas, 2015/215 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Mahkemece verilen ilk karar davacı idare ve davalılar ..., ......, ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş olup, ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedelinin kararı temyiz etmeyen davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden kesinleştiği, bu durumda ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşen bedel davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan; bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalıların payı hesaplanarak bu miktarın bloke ettirilip adı geçene ödenmesine yönelik hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bozmadan sonra tespit edilen bedel üzerinden tüm davalıların payını kapsar şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 2942 sayılı Kanun'daki faize ilişkin hükmü iptal etmesi neticesinde bu konuda bir kanun boşluğunun doğduğunu, bu boşluğun Mahkemenin yaklaşımı ile doldurulmasının mümkün olmadığını, TEFE/ÜFE'nin faiz oranı olarak hukukumuzda yeri olmadığını, Mahkemenin faiz oranı konusundaki hükmünü herhangi bir gerekçeye dayandırmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Mahkemece verilen ilk hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda yeniden tescil hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
4. Dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda 123 ada 69 parsel sayılı taşınmaz olarak tapuya tescil edildiği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgulama uygulamasından ise taşınmazın ifraz görerek 123 ada 267 ve 268 parsellere ayrıldığı anlaşılmakta olup, yenileme sonrası kamulaştırılan alanın değişip değişmediğinin tespiti için fen bilirkişisinden ek rapor alındıktan sonra, bu alanın değiştiğinin tespit edilmesi halinde değişen alan üzerinden hesaplama yapılması ve yeni ada ve parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
5. Kabule göre de; Mahkemece verilen ilk kararda tespit edilen kamulaştırılan bedelinin, ilk kararı temyiz etmeyen 1/6 miras paylı ... mirasçıları yönünden kesinleştiği gözetilerek, adı geçen davalıya düşen 27.435,04 TL kamulaştırma bedeli ile ilk kararı temyiz eden 5/6 miras paylı diğer davalılara bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda düşen 178.385,14 TL kamulaştırma bedeli olmak üzere toplamda 205.820,18 TL kamulaştırma bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.