Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1584 E. 2024/7067 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 9. fıkrasını iptal etmesi üzerine, faizin hangi tarihten itibaren işleyeceği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının kesin hüküm olmayan derdest davalarda da uygulanması gerektiği ve Anayasa'nın 46. maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin dava tarihinden itibaren işlemesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2327 Esas, 2023/350 Karar

DAVA TARİHİ: 22.06.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/964 Esas, 2023/51 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 20.12.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 20.12.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ..., ... Mahallesi 1872 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre objektif değer artışının en az %250 olarak ve kapitalizasyon faiz oranının %4 alınması gerektiğini, münavebe ürünlerinin 6 yıllık ortalamasının alınması münavebeye alınacak ürünlerin Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının, brüt gelirin 1/3'ünden fazla olmayacak şekilde hesaplanması gerektiğini, arta kalan kısımda değer kaybının belirlenmesi, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede hem yeni iş sahaları ve iş yerlerinin kurulacağını hem de en az o nispette konut ihtiyacı doğacağını, ifraz sonrası kamulaştırma işlemi dışında kalan bölümünde artık tarımsal ve zirai faaliyet yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin yapılacak keşif neticesinde tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalılar ... vekili vd. cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Bursa İl merkezine 30 km uzaklıkta etrafı meskun, belediyenin tüm hizmetlerinden faydalanan, üretim, ihracat ve alt yapı açısından gelişmiş imkanlara sahip en büyük işletmelerinin bulunduğu İzmir yoluna kuş uçuşu 3 km. olmasının yanı sıra Tekstil boyahaneleri Organize Sanayi Bölgesi ile Deri ve Organize Sanayi Bölgesi, Bursa Et Borsası ve Kombinesi Projesi ile Teknolojik Organize Sanayi Bölgesi Projesinin sınırında yer aldığını, taşınmazın arsa niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazı kamulaştırılan tarım arazisi malikinin hak ve hukukun olabildiğince korunmasını hedefleyen bu sistemde objektif unsurun en az %300 alınması gerektiğini beyanla ileri sürerek dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli tespit edilirken açıklanan verilerin bilirkişi raporunda değerlendirilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara hisseleri oranında ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artış oranının yüksek uygulandığını, belirlenen bedelin fahiş olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, münavebenin hatalı olduğunu, objektif değer artış oranının daha yüksek olması gerektiğini, davacının mağdur olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihinde geçerli olan resmi veri listesi esas alınarak, yöre koşullarına uygun münavebe ürünleri seçilmek suretiyle, kuru arazi için %5 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanarak net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin isabetli olduğu, taşınmazın konum ve özelliklerine göre uygulanan objektif değer artış oranının makul olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2022 yılı itibarıyla İzmir - İstanbul Otoyolu/TEKNOSAB bağlantı yolu projesi kapsamında görülmeye başlayan acele kamulaştırma davalarında 251 TL/m²lik birim değerler üzerinden hak sahiplerinin kamulaştırma bedelini aldığını, mevcut dava 22.12.2017 tarihinde açılmış olmakla aradan geçen sürede %9 oranında uygulanan yasal faiz artışının yetersiz kaldığını, bu durumun 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı iptal kararıyla sabit olduğunu, mağduriyetin başlıca nedeninin eldeki davaya konu taşınmaz hakkında 2 kere açılan "kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil" konulu davalarda tespit edilen kamulaştırma bedelinin süresi içinde yatırılmaması ve bu hukuki durumun hukuka aykırı şekilde davalının aleyhine sonuç doğurması olduğunu, davalının parasının döviz kuru karşısında eridiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında ki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Bursa ili, ..., ... Mahallesi 1872 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 20.12.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Bir kısım davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalılar ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalı taraf vekilinin 15.01.2024 tarihli temyiz dilekçesindeki; “kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun “Onama Kararı ve görüşüne” katılmıyorum. 05.06.2024