"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/323 Esas, 2023/1285 Karar
DAVA TARİHİ : 07.12.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/317 Esas, 2022/389 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Mahkemece davacılardan ... lehine hükmedilen tazminat bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacılardan ... yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin davacı ... dışındaki davacılar yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekillerinin Mersin ili, Mezitli ilçesi, Kuyuluk Mahallesi 627 ada 7 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden olduklarını, anlaştıkları müteahhit firma ile Mersin 6. Noterliğinin 22.09.2015 tarihli ve 26892 yevmiye numaralı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılarak gayrimenkul üzerinde inşaat yapımı konusunda anlaştıklarını, bu arada davacılara ait 627 ada 7 parsel ile aynı ada 12 parselin tevhit edilerek 13 parsel olduğunu, inşaata başlanması için davacıların taşınmaz üzerindeki 3 adet evi boşaltarak kiraya çıktıklarını ve müteahhit firmanın yıkım işlemine hazır hale getirildiğini, müteahhit firmanın 3 adet evi yıkarak inşaat alanını açtığını ve Mezitli Belediyesinden aldığı 18.02.2016 tarihli ve 2016/52 No.lu inşaat ruhsatı uyarınca kazı ve hafriyat çalışmalarına başladığını, hafriyat çalışmaları yapılırken eski mezar kalıntılarının ortaya çıktığını ve ... Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Adana Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'nun duruma el koyduğunu, Adana Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun kurtarma kazıları yaptığını ve akabinde 24.11.2016 tarihli ve 7201 sayılı yerinde görme kararı uyarınca 1. Bölge Arkeolojik Sit Alanı ilan edilerek tapuya şerh düşüldüğünü, Mezitli Belediyesinin ise verilen inşaat ruhsatını iptal ettiğini, davacıların evlerinin yıkılması ve arsanın 1. Bölge Arkeolojik Sit Alanı olması nedeniyle mağdur olduklarını, Kültür ve Turizm Bakanlığına davacıların mağduriyetlerinin giderilmesi için talepte bulunulduğunu, gönderilen cevabi yazıda 2018 mali yılı kamulaştırma ödeneğinin yetersiz olması nedeniyle anılan taşınmazın kamulaştırılmasının gerçekleştirilmediği, hazırlanan 2018 yılı trampa programının yürürlüğe girdiği, söz konusu taşınmazın trampasının bir sonraki trampa programı kapsamında değerlendirileceği şeklinde bilgi verildiğini, taşınmazın sit alanı ilan edilmesinden dolayı davacıların taşınmazdan tam ve bağımsız yararlanma, emsal taşınmazlar gibi kullanma olanaklarının kalmadığını beyan ederek, bu nedenlerle davalının taşınmaza kamulaştırmasız el attığının kabulü ile 10.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine, taşınmazın mülkiyet bedelinin ödenmesi halinde tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından taşınmazın 1. Bölge sit alanı olarak tescil edilmesi ve bitişik parsellerde ayrıntılı çalışma yapılmasının istendiğini, yapılan kazı çalışmaları sonucunda taşınmazın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı özelliği gösterdiği anlaşıldığından 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline karar verildiğini, bu işlemin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 7 nci maddesi uyarınca Bakanlığın görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında olduğunu, uyuşmazlık mahkemeleri kararlarında da görüleceği gibi davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilerek usul yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacının taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine ve ortada idarece fiili bir el atma durumu mevcut olmadığından yerinde olmayan ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tazminat isteminin kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında davacıların anlaştıkları müteahit firma tarafından yapılan ... hafriyatı sırasında 33 adet kaya mezar ortaya çıktığını ve bu nedenle buranın sit alanı olarak tescillendiğini, bir taşınmaz için kamulaştırmasız el atmadan bahsedilebilmesi için idarenin fiilen tasarrufa başlamasını ve mal sahibinin kullanma hakkının elinden alması gerektiğini, dolayısıyla böyle bir durumun söz konusu olmadığını, Danıştay ve İdare mahkemelerince verilen emsal kararlarda ödeneği bulunmayan idarelerin kesinlikle kamulaştırma işlemine başlamayacaklarını, idarelerin sit alanında kamulaştırma yapma zorunluluğunun olmadığını, ancak aynı statüde bulunan taşınmazlarla takas işleminin olabileceğini, bu sebepler dışında bilirkişi raporundaki itirazlarınında yerel mahkemece göz önüne alınmadığını, müvekkili kurum harçtan muaf olduğu halde mahkemenin bunu dikkate almadığını, taraf lehine nispi vekâlet ücretine de itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:“... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmaza fiilen el atıldığı anlaşılmakla 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddenin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Hükme esas bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz satışı limited şirkete yapılan özel amaçlı satış olup emsal olarak kabul edilemeyeceğinden rapor inandırıcı görülmemiştir.
5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Davacı ...'e İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Davacılardan ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.