"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/46 Esas, 2023/2243 Karar
DAVA TARİHİ : 10.03.2022
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/106 Esas, 2022/334 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili,... ilçesi, ... Mahallesi 1650 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığından taşınmaz bedelinin davalı idareden yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazla ilgili kesinleşmiş kararlar olduğundan kesin hüküm itirazında bulunarak, hukuki yarar yokluğundan da davanın reddini istemektedir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemi tebliğ edilmediği gibi bedelinin de ödenmediğini, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil kararının dava açılmasına engel olmadığını, ek istinaf dilekçesi ile de tescil hükmüne ilişkin mahkeme kararının ihyası için dava açıldığını, kararın henüz kesinleşmediğini, mahkemece yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idare lehine vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz malikleri ve dava dilekçesinde belirtilen muris ile davacılar arasında bir bağlantı kurulamadığı, dolayısıyla davacıların davada taraf ehliyeti bulunduğunu ispat edemediği anlaşılmakla davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmemiş; ancak Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması ve davalı idare lehine vekâlet ücreti verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda hissedar olan Teodos oğlu Konstantin ile Vangel oğlu Apostol’un yasal mirasçılarının davacılar olduğunu ispat eden veraset ilamlarının ve isim tahsisine ilişkin mahkeme kararını dilekçesine ekleyerek dava ehliyetlerinin olduğunu, geçerli tebligat ve ödeme yapılmadığından kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığını ileri sürmüş ve kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacılar vekilinin dosyaya sunmuş olduğu isim tahsisine ilişkin... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1961/882 Esas, 1963/148 Karar sayılı kararı ve veraset ilamları davacıların mirasçıları olduklarını iddia ettikleri tapu malikleri ile hukuki bağlantılarını ispatlamadığından davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.