Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1718 E. 2024/7772 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idarenin, kamulaştırma işleminin kesinleştiği iddiasıyla taşınmazların tapuda kendi adına tescilini talep etmesine karşılık, davalıların tebligat yapılmadığı ve kamulaştırma işleminin kesinleşmediği itirazında bulunması sebebiyle tapu tescili talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davalılara usulüne uygun tebligat yapılmadığı, kadastro tutanaklarının kamulaştırma tarihinden sonra kesinleştiği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrası uyarınca zamanaşımı sebebiyle tapu iptali ve tescil davası açılamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1025 Esas, 2023/1300 Karar

DAVA TARİHİ : 05.08.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/263 Esas, 2020/46 Karar

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ..., ... Mahallesi 1070 ada 77 parsel, 1070 ada 81 parsel, 1070 ada 86 ve 98 parsel, 1070 ada 87 parsel, 1070 ada 100 parsel sayılı taşınmazların ... Sol Sahil Sulama ve Drenajı 6. Kısım İnşaatı BD-1-4-6 Kanalına isabet etmesi nedeniyle kamulaştırıldığını, davaya konu taşınmazlar yönünden kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlandığını, kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, dava konusu taşınmazların mülkiyetinin müvekkili idareye geçmesine rağmen davalıların müvekkili idare lehine ferağ vermediklerini, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptal edilerek müvekkili idare adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin hissedarı olduğu taşınmazların kamulaştırıldığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, dava dilekçesinde sayılan ve müvekkiline tebliğ edildiği ileri sürülen bilgi ve belgelerin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, bedelin yatırıldığı iddia edilen banka olan Ziraat Bankası Adana Merkez Şubesinin de ilgili meblağın yatırıldığı konusunda hiçbir şekilde tebligat yapmadığını, müvekkilinin ilgili meblağı hiçbir surette almadığını, kamulaştırma kararının iptali için taraflarınca İdare Mahkemesine iptal davası açılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kurum tarafından Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/124 Esas sayılı dosyasının Yargıtaydan dönmesinin beklendiğini, dosyanın henüz kesinleşmediğini, davacı kurumca dava dilekçesinde belirtilen tebligatlardaki imzaların müvekkiline ait olduğu hususu sadece ... Mahallesi 1064 ada 49 parsel için adli tıp kurumuna gönderilmiş olup, dava konusu diğer parselleri kapsamadığını, Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/124 Esas sayılı dosyasında müvekkili adına dava dilekçesine konu olan parseller için hem Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmışken ve Yargıtay sonucu beklenmesine karar verilmiş olmasına rağmen davacı kurumca yeniden Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmasını kabul etmediklerini, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesin süreye rağmen dava konusu taşınmazlara yönelik noter tebliğleri sunulmamış olup davalı tapu malikleri hakkında usulünce yapılmış bir tebligatın varlığı davacı kurumca ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından dava konusu taşınmazların kamulaştırılmış olduğu görülmekle söz konusu parsellerde kamulaştırma işleminin yapıldığı tarihteki yasal mevzuat hükümlerine uygun olarak kesinleştiğini, davalıların her türlü dava açma hakkı zamanaşımına uğradığından idare lehine kazanılmış hak doğduğunu ve mülkiyetin kamulaştırma işlemleri ile idare lehine geçtiğini, taşınmazın mülkiyeti idareye geçmiş olmasına rağmen davalıların müvekkil idare lehine ferağ vermediklerini, dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerinde bulunan her türlü takyidat tapu kaydından temizlenerek müvekkili idare adına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlık, idare tarafından 1980 yılında yapılan kamulaştırma işleminin kesinleşip kesinleşmediğine, idarenin dava konusu taşınmazlarda kesinleşmiş mahkeme kararı ile kamulaştırma işlemi kesinleşmiş kabul edilerek malik olup olmadığı ya da taşınmazlardaki kurmuş olduğu tesisler sebebi ile kamulaştırmasız el atma niteliğinde müdahalede bulunup bulunmadığının tespitine dönük olup davacı idare tarafından kamulaştırma işleminin kesinleştiği iddia edilmekle öncelikle davalı kurum ve noterden ayrı ayrı kamulaştırma belgelerinin aslı gibidir onaylı örneklerinin getirtilerek davalılar yönünden tebligatların geçerli olup olmadığı, kamulaştırma işleminin kesinleşip kesinleşmediği, paranın bloke edildiği bankadan ise taraflarına ödeme yapılıp yapılmadığının sorularak kamulaştırma işleminin davalılar yönünden kesinleşip kesinleşmediği araştırılmakla İlk Derece Mahkemesince tüm bu araştırmalar neticesinde maliklere usulüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüş, dava konusu 1070 ada, 77, 81, 86, 98, 87 ve 100 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde 17.10.1988 tarihinde tesis kadastrosu kesinleşerek tapuya kayıt edildiği, davacı kurum tarafından ilgili tebligatların 1981 yılında noter aracılığı ile muhataplarına tebliğ edildiği iddia edilmiş ise de kamulaştırma işleminin ve yapılan tebligatın çok sonrasında kadastro tutanaklarının 17.10.1988 tarihinde kesinleştiği, kadastro çalışmaları sırasında mevcut kanalın DSİ Genel Müdürlüğüne ait olduğuna ilişkin şerh düşüldüğü ve bu şerhlerin tapuya işlendiği görülmüş ise de söz konusu şerhin muhdesata ilişkin olduğu ve bu nedenle mülkiyet hakkı sahibi hissedarların mülkiyet haklarını ortadan kaldırmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bu tutanaklarda belirtiler haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılması mümkün olmayacağından davacı kurum tarafından açılan davanın reddine ilişkin verilen kararın doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca tüm harçların iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanunu’nun mülga 17 nci maddesi uyarınca tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.