"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1450 Esas, 2023/2498 Karar
DAVALILAR: ... vd. vekili Avukat ...
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/421 Esas, 2022/48 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ..., ... 583 parsel ( yeni 1322 ada 18 parsel) sayılı taşınmazın 10.241,13 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece teklif edilen ve acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin çok düşük olup taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle kamulaştırmadan arta kalan alanda değer azalışı meydana geldiğini, bu hususun hesaplama yapılırken dikkate alınması gerektiğini savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle tespit ve depo edilen fark bedele davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 28.01.2020 tarihinden karar tarihi olan 10.02.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faiziyle birlikte davalılara tapudaki hisseleri oranında derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; net gelir metoduna göre taşınmazın değerinin tespitinde yöredeki son 5 yıla ilişkin ürün verim ortalamasının alınması gerektiğini, ürün fiyatının ise ürünün toptan satış fiyatı olması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda üretim masraflarının kalem kalem açıklanmadığını, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınması suretiyle fazla bedele hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını, bilirkişi raporunda sulamanın taşınmazın tamamında yapılıp yapılmadığının, her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığının, sulama yönteminin tespitine yer verilmediğini, uygulanan kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, yüksek oranda objektif değer artışı uygulanmış olmasının doğru olmadığını, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmı için takdir edilen değer azalışı oranının çok yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değeri tespit edilirken karar tarihine en yakın tarihteki verilerin dikkate alınması gerektiğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olup taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, rapora karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 4 olarak uygulanmasının hatalı olduğunu, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmı için takdir edilen değer azalışı oranının çok düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sulu tarım arazisi niteliğindeki davaya konu taşınmaza % 4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanması suretiyle gelir metodu esas alınarak resmi verilere göre değer biçilmesinin, taşınmazın konumu, yüzölçümü, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve gelişmişlik durumu dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmesinin, kamulaştırmadan arta kalan kısımda oluşan değer kaybı bedelinin hesaplanmasının yerinde olduğu, fakat Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre; arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde, münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi; brüt gelirinin 1/3'ü oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği, bu itibarla; münavebeye esas alınan buğday ürünü için değerlendirme yılına ait İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün maliyet cetvelinde belirtilen masrafların ekonomik tarım yapmaya elverişli olduğu gözetilmeksizin, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme ile brüt gelirinin 1/3'ü oranında alınmasının hatalı olduğu, yine dane mısır için üretim masraflarının brüt gelirinin 1/3'ünden az olamayacağının gözetilmediği, dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve gelişmişlik durumu dikkate alınarak tespit edilen metrekare birim fiyatına % 200 oranında objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiği, tüm bu hususlar gözetilerek yeniden yapılan hesaplama sonucu toplam kamulaştırma bedelinin 1.042.918,31 TL olarak tespit edildiği, tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin davacı idarece depo edildiği gerekçesiyle, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, taşınmaza arsa vasfında kabulü ile değer biçilmesi gerektiğini, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmı için takdir edilen değer azalışı oranının çok düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgu Uygulaması ve UYAP sisteminde bulunan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtları üzerinden Dairemizce edinilen bilgiye ve hükme esas alınan 12.01.2021 tarihli fen bilirkişi raporuna göre; dava konusu 13.000,00 metrekare yüzölçümlü 583 parsel sayılı taşınmazın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin (a) fıkrası uyarınca yapılan kadastro yenileme çalışmaları sonucunda pasife alınıp, 1322 ada 18 parsel numarasını aldığı, alanının ise 12.948,44 metrekareye düştüğü, kamulaştırılan alanın değişmediği, bu durumda kamulaştırmadan arta kalan alanın 2.707,31 metrekare olduğu anlaşılmış olup, tüm bu hususlar gözetilerek yeniden hesaplama yapıldığında, toplam kamulaştırma bedelinin 1.041.921,86 TL olacağı tespit edilmiştir.
7. Dava konusu taşınmazın tamamının 13.000,00 m², kamulaştırmadan arta kalan kısmın ise 2.758,87 m² yüzölçümünde olduğunun kabulü ile fen bilirkişisi raporu ile çelişir şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
a) (1) numaralı bendinde yer alan " 13.000,00 " sayısının çıkarılarak yerine " 12.948,44" sayısının yazılması; (2),(3) ve (4) numaralı bentlerinde yer alan " 1.042.918,31 " sayısının çıkarılarak yerine " 1.041.921,86 " sayısının yazılması; (3) numaralı bendinde yer alan " 602.447,31" sayısının çıkarılarak yerine " 601.450,86" sayısının yazılması; (4) numaralı bendinde yer alan " 444.020,07 " sayısının çıkarılarak yerine " 443.023,62 " sayısının yazılması;
b) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak " Davacı idare tarafından fazla bloke edilen 996,45 TL'nin davalılarca bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye iadesine, çekilmemişse işlemiş nemalarıyla davacı idareye iadesine, " cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.