"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/36 Esas, 2023/30 Karar
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVA TARİHİ : 25.06.2010
KARAR : Ret/Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın ise bir kısım davalı murisi ...’den intikal eden paylar yönünden davanın kabulü ile kendilerine bizzat kamulaştırma işlemleri tebliğ edilen ... ve ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, davacılar ile davalı ... vekillerinin temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... yönünden asıl ve birleştirilen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, asıl davada davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davada davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Bağcılar ilçesi,... Mahallesi 66 parsel sayılı taşınmazın ifrazından dava konusu 1919 parsel sayılı taşınmazın oluştuğunu, bu taşınmazın 1.816 m²sinin davalı ... tarafından 03.08.1984 tarihinde kamulaştırıldığını, kamulaştırma işlemleri kesinleşmeden davalı kurumun bu kısmı yolsuz olarak davalı adına tescil ettiğini, taşınmazın 670 m² kısmı için de davalı ... Müdürlüğünün 1988 yılında ek kamulaştırma kararı aldığını, kamulaştırma işlemlerinin kesinleşmediğini, tebligat yapılmadığını, taşınmazın 08.11.2004 tarihli protokol gereğince 21.02.2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini belirterek, 1.816 m² kısım için fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000,00 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacılar vekili birleştirilen Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/254 Esas sayılı dava dilekçesinde özetle; davacıların hissedarı olduğu İstanbul ili, Bağcılar ilçesi,... Mahallesi 1919/A parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından Trakya Otoyolu güzergahında kalması sebebi ile 03.8.1984 tarihli ve 1984/44 sayılı kararı ile kamulaştırıldığını, taşınmazda yer alan hisselerin kamulaştırma işlemleri usulüne uygun olarak kesinleşmemiş olmasına rağmen yol olarak tapudan terkin edildiğini, dava konusu taşınmazda davacıların hisselerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 25 inci maddesi uyarınca kamulaştırma işlemleri usulüne uygun olarak kesinleşmeden fiilen el atıldığını, dosyanın Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/36 Esas sayılı dosyası arasında hukuki irtibat nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)166 ncı maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile ... arasında akdedilen 01.06.2010 protokole göre kamulaştırma ve fiili el atma işlemleri ... tarafından yapılmış ise sorumluluğun ona ait olduğunu, davacılar vekilince 1919 parsel ile ilgili müvekkili aleyhine Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/140 Esas sayılı dosyasında kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, davada uzlaşmanın esas olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 1919 parsel sayılı taşınmazın 2486 m² yüzölçümlü iken 1.816 m²sinin 1919/A parsel olarak tescilinin yapıldığını, 1.816 m²lik kısımda maliklerden cevap dilekçesinde isimlerini belirttiği kişilerin hisselerini rızai terkin yolu ile idare lehine yola terkin ettiklerini, bu kişiler dışında kalan diğer maliklerin yola terkin işlemlerini bugüne kadar tamamlamadıklarını, 1919/A parselin otoyolda kalan 457,60 m² sinin müvekkili idarenin sorumluluğunda kaldığını, geri kalan 1358,40 m²lik kısmın devir protokolü ile 21.02.2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini, bu nedenle idarenin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2010/279 Esas, 2016/182 Karar sayılı kararı ile davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın ise bir kısım davalı murisi ...’den intikal eden paylar yönünden davanın kabulü ile kendilerine bizzat kamulaştırma işlemleri tebliğ edilen ... ve ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ile davalı ... vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; mahallinde yapılan keşif sonucu... köyü 1919/A parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve bir kısım davalı murisi ...’den intikal eden paylar yönünden davanın kabulü ile kendilerine bizzat kamulaştırma işlemleri tebliğ edilen ... ve ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ancak 2942 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi açısından usulüne uygun tebligatla başlar. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu... köyü 1816 m² yüzölçümündeki 1919/A parsel sayılı taşınmaz Trakya Otoyolu güzergahında kalması sebebi ile Karayolları Genel Müdürlüğünün 03.08.1984 tarihli ve 1984/44 sayılı kararı ile kamulaştırılmış olup, idarece sunulan kamulaştırma evraklarının incelenmesinde kamulaştırma tarihinde malik olan ..., ..., ..., ..., ..., Saime Çetin murisleri ..., ..., ... ve ... ...ve bir kısım davacılar murisi Dudu Çetin’e kamulaştırma tebligatı çıkartılmadığı, bu nedenle bu davacılar ve adı geçen murislerden intikal eden paylar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi olmadığından, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, davacılardan ..., adına çıkartılan noter tebligatı gelini Şengül Değer’e, davacılar ..., ..., ..., ... adlarına çıkartılan noter tebliğleri ise kardeşi ...’e tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinde aynı konutta oturan kişiye tebligatın nasıl yapılacağını düzenlemiş olup, buna göre kendisine tebliğ yapılacak kişinin evde bulunmama sebebi ile tebligatı alan kişinin muhatap ile aynı çatı altında oturduğunun tebliğ mazbatasında belirtilmesi gereklidir. Bu itibarla, adı geçen davacılara yapılan tebligatlarda muhatapların adreste bulunmama sebepleri gösterilmediği gibi, tebligatı alan kişiyle aynı çatı altında oturup oturmadığı da belirtilmediğinden yapılan tebligatlar 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre geçersiz olup, bu davacılar yönünden işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi, davalı ... tarafından ..., ..., ..., ... Küçük ve ...’nın tapuda 02.12.1985 tarihli ve 8469 yevmiye numaralı işlemle, ... ve ...’ün 14.02.1986 tarihli ve 879 yevmiye numaralı işlemle, ...’ın ise 23.12.1985 tarihli ve 9062 yevmiye numaralı işlemle tapuda ferağ verdikleri iddia edildiğinden, bu işlemlerin onaylı suretlerinin ilgili Tapu Müdürlüğünden istendikten sonra adı geçenlerin tapuda rızai ferağ verip vermedikleri tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması ve 6001 sayılı ... Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun uyarınca davalı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, asıl davada davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davada davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarenin ileri sürdüğü temyiz sebeplerinin reddine karar verilerek birleştirilen dava yönünden faiz başlangıç tarihinin asıl dava tarihi olarak düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın usulüne uygun kamulaştırıldığını, davanın reddi gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini,taşınmaz bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca davacı hissesine düşen bedelinin davalı ... Müdürlüğünden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Birleştirilen davada faiz talebinin, dava tarihinden itibaren işletilmesi yönünde olduğu anlaşıldığından, birleştirilen dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.