Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1771 E. 2024/8849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazların değerleri ve davalı idarenin de paydaş olduğu ifraz kararları gözetilerek, taşınmaz bedellerinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1086 Esas, 2023/2040 Karar

DAVA TARİHİ : 29.04.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/182 Esas, 2022/179 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Mahmutbey Mahallesi 2298 ada 2,3,4,5,6,7,8, ve 9 (eski 1791) parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, davacının hissesine düşen kısım bakımından kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tespit edilerek davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kök taşınmazın tamamının İstanbul Boğazı 2. Karayolu Geçişi Mahmutbey-Hasdal Bağlantı Yolu kamulaştırma sahasına rastladığından 26.03.1986 tarihli ve 1986/22 sayılı Kamulaştırma İşlemine Başlama Kararına istinaden müvekkili idarece kök taşınmazın kamulaştırma işlemlerine başlandığını, müvekkili idarenin dava konusu yere kamulaştırmasız el atılmadığını, dava konusu yerde kamulaştırma yaptığını ve idarenin yol inşaat çalışmalarını da kamulaştırma sınırları içinde yaptığını, bunun haricinde herhangi bir çalışması ve kamulaştırmasız el koyması olmadığını, husumet itirazlarının olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin sorumluluğunun bulunmadığını, taşınmazların bedelinin hatalı ve yüksek belirlendiğini, davanın kabulü halinde davalı idare lehine olmak üzere terkin karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazlara, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu, ne var ki dava konusu eski 1791 parsel sayılı taşınmazın ifrazen 2298 ada 2-3-4-5-6-7-8-9 parsellere ayrıldığı, bu parsellerden 2, 3 ve 8 nolu parsellere fiilen yol olarak el atıldığından, bu parsellerdeki davacı adına kayıtlı hisselerin iptali ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun (4721 sayılı Kanun) 999 uncu maddesi uyarınca yol olarak terkinine, diğer parseller yönünden idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde artan enflasyon karşılığında taşınmazın dava tarihi ile karar tarihi arasındaki farkın faiz ile karşılanması mümkün olmadığından ve Anayasa Mahkemesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinin faize ilişkin kısmını iptal ettiğinden, bu iptal kararı da gözönünde bulundurularak Mahkemece hükmedilen bedelin ödeme gününe kadar YÜFE doğrultusunda güncellenerek ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, başkaca paydaşların açtığı ve kesinleşen mahkeme kararları gereği ifraz edilmek suretiyle oluşan dava konusu taşınmazlara davalı idarenin de paydaş olduğu da gözetilerek dava konusu taşınmazların bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.