Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1888 E. 2024/8846 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı idarece kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma işleminin davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği, bedelin bloke edildiği ve davacının yasal 30 günlük dava açma süresini geçirdiği gözetilerek, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2455 Esas, 2023/2175 Karar

DAVA TARİHİ : 17.10.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/120 Esas, 2022/172 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Mahmutbey Mahallesi, 24 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından usulüne uygun kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen el atıldığından, taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 17.02.1984 tarihli ve 346/202 sayılı Olur'u ile kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu, 24 parsel no'lu taşınmazda kıymet takdir komisyonu tarafından, ...'in 82/7680 hissesine 25.113,00 TL (eski) bedel takdir edildiğini ve bu bedel Türkiye Emlak Kredi Bankası Halkalı Şubesine kayıtsız şartsız bloke edildiğini, davacı tarafından Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne verilen 10.08.1984 tarihli ve 682 sayılı dilekçe ile dava konusu 24 nolu parselin maliki olduğu ve kamulaştırma tebligatlarının "... mahallesi 276. Sokak 3/6 Küçükköy/İstanbul" adresine yapılmasını talep ettiğini, idare tarafından davacı tarafından bildirilen adrese çıkarılan İstanbul Beşiktaş 6. Noterliğinin 1 Ekim 1984 tarih ve 42297 sayılı kamulaştırma evrakının 09.10.1984 tarihinde birlikte sakin eşi Satı Özer'e tebliğ edildiğini; ancak davacıların tapu devrine ferağ vermemesi üzerine Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/584 Esas sayılı dosyası üzerinden 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 17 nci maddesi uyarınca tescil davası açıldığını ve 13.06.1986 tarihli ve 1986/ 44 Karar sayılı tescil kararına istinaden taşınmazın müvekkil idare adına tescil edildiğini, bu çerçevede bakıldığında; kamulaştırma işleminin usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiği halde yasal 30 günlük sürede dava açılmamış olması sebebiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar kamulaştırma evrakında davacının eşi Satı Özer'e tebliğ edildiği yazılı ise de imzanın eşine ait olmadığını, imza incelemesi yapıldığında bu hususun ispatlanacağını, hüküm gerekçesinde davacı vekilince imzaya itiraz olmadığından bahisle imza incelemesi yapılmadığından bahsedildiğini oysa kamulaştırmasız el atmaya dayanan davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan resen araştırma ilkesinin uygulanması gerektiğini, yerel mahkemenin hükme etki edecek ve iddialarını ispatlayacak imza hususunu kendiliğinden araştırmadan davanın reddine karar vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Mahmutbey köyü, 24 parsel sayılı taşınmazın davalı idarece kamulaştırılmasına ilişkin usulüne uygun karar alındığı, değer tespitinin yapıldığı, Beşiktaş 6.Noterliğinin 01.10.1984 tarihli, 42297 yevmiye numaralı kamulaştırma evrakının birlikte sakin olan davacının eşi Satı Özer'e 09.10.1984 tarihinde noter kanalı ile tebliğ edilerek işlemlerin kesinleştirildiği, Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/584 esas sayılı dosyasında davacının Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, davalılar arasında ...'in bulunduğu Bakırköy Mahmutbey Köyü, 1 pafta, 24 parselle ilgili olarak davalının hissenin 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi gereğince davacı adına tesciline karar verildiği anlaşıldığı,davalı idare tarafından kamulaştırma belgelerinin tapu malikine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve kıymet takdir raporunda belirlenen bedelin bloke edilmiş olduğu, bu halde idare tarafından üzerine düşen yasal yükümlülükleri yerine getirilmiş olduğu gözetildiğinde davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 25 inci ve mülga 13 üncü maddeleri

5. 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinin birinci fıkrası; "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz." şeklinde düzenlenmiş olup istinaf aşamasında yapılamayacak işlemler açıkça ve sınırlı olarak belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davalarında taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorunda olup dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.