Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1960 E. 2024/5883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kat malikleri kurulunun, toplu yapı yönetim planını iptal ederek yeni bir yönetim planı oluşturma kararının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kat malikleri kurulunun aldığı kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararı bozmak için yeterli olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2282 Esas, 2022/2846 Karar

DAVA TARİHİ: 04.04.2014

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/7 Esas, 2019/262 Karar

Taraflar arasındaki kat malikleri kurulunda alınan kararın iptali ve hakimin müdahalesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde;...Toplu Yapı Yönetim Planında,...kompleksinin 1542 ada, 7, 13, 14, 15, 20, ve 21 parsel 1541 ada, 1, 8, 10353, 10354, 10355, 10359 parsel ve bu parsellerin ihdası, tevhiti ve ifrazından oluşacak birbirleri ile ortak hudutları bulunan, tapuda kayıtlı irtifak hakları ve tasdikli projeleri gereği, birbirleri ile hukuki ve fiziki bağı olan parseller üzerinde inşa edilen ve edilecek olan blokların, yapıların ortak alanların tamamından ve 2215 malikten oluşan bir tesis olduğunun tarif edildiğini,...Toplu Yapı Yönetim Planına göre,...temsilciler kurulunun en üst organ olduğunu, bu organın parsellerdeki blokların yönetimlerindeki yöneticilerden oluştuğunu,...Temsilciler Kurulunun 3 adet yönetim kurulu seçtiğini, bunların da Blok Kat Malikleri Yönetim Kurulu, İstanbul Vizyon Park Merkez Plaza Blok Kat Malikleri Yönetim Kurulu ve ... olduğunu, en üst organ olan...Temsilciler Kurulunu,...Yönetim Kurulunun temsil ettiğini, Yönetim Planının 80 nci maddesinin 3 üncü bendi uyarınca,...Yönetim Kurulunun kendisine yüklenilen vazifeyi...İşletme A.Ş. aracılığıyla yürüttüğünü, bu şirketin işvereninin...Yönetim Kurulu olduğunu,...Kompleksinin ''Kuyumcu Kent Toplu Yapı Yönetim Planına'' göre yönetildiğini, yönetim planının her bir malik ile imza edilen sözleşme niteliği taşıdığını, tapu kütüğünün aleniyet ilkesi gereğince de hiç kimsenin yönetim planının hüküm ve eklerini bilmediğini iddia edemeyeceğini, davalının...Kompleksinin sadece 14 nolu parselinde kurulan blok ile eklentileri ve ortak alanlarının Blok Kat Malikleri Yönetim Kurulu olduğunu, ancak buna rağmen 04.03.2014 tarihli genel kurul toplantısında, toplantı tutanağının 14 ile 15 nci maddelerindeki kararlar ile tapuda şerhli olan...Toplu Yapı Yönetim Planının iptaline, yeni yönetim planı hazırlığı ve tapuya tesciline karar verdiğini,...Toplu Yapı Yönetim Planının 4 ncü maddesi gereği toplu yapı yönetim planının Kuyumcu Kentte bulunan yapıların tam sayısının 4/5'inin oyu ile alınacak kararla değiştirilmesi gerektiğini, ancak davalı İstanbul Vizyon Park Ofisi Blok Kat Maliklerinin sadece kendi bloklarındaki bağımsız bölüm sayılarını dikkate alarak oylama yaptığını, Kuyumcu Kentteki tüm yapılardaki malik sayısının 2215 olup, yönetim planı değişikliği ya da iptali için yeter sayının 1772 olduğunu, davalının 403 bağımsız bölüm oyu ile...Toplu Yapı Yönetim Planını değiştirdiğini ve bunu tapu siciline tescil ettireceğini bildirerek 04.03.2014 tarihli İstanbul Vizyon Park Ofis Blokları Kat Maliklerinin olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 14 ve 15 inci maddelerinin iptalini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili İstanbul Vizyon Park Ofis Blokları Kat Malikleri Yönetim Planının 01.04.2012 tarihinde resmen kurulduğunu, yönetimi ile ilgili tüm yetkilerin... tarafından kat maliklerine devredildiğini, bu tarihten itibaren kurulan kat maliklerince genel kurul yapılarak, yönetimin seçimle belirlendiğini, 26.02.2013 tarihli ilk genel kurul toplantısında oy birliği ile yönetim kuruluna kat maliklerince yeni bir yönetim planı hazırlama yetkisi verildiğini, 04.03.2014 tarihinde yapılan genel kurulda 06.05.2009 tarihli yönetim planının iptali ile yeni yönetim planının kat maliklerinin oyları ve tasdikine sunulduğunu, 04.03.2014 tarihli genel kurulda 482 bağımsız bölüm, 11450 arsa payına karşılık 403 bağımsız bölüm, 9632 arsa payı ile 4/5 nitelikli çoğunluğun mevcut olduğunun anlaşıldığını, 14 ncü madde ile görüşülen 06.05.2009 tarihli yönetim planının iptali ve yeni yönetim planının tasdikinin oylama sonucu oy birliği ile kabul edildiğini, aynı genel kurul gündeminin 15 inci maddesinde tasdik edilen yönetim planının tapu siciline tescili için yönetim kuruluna yetki verilmesi hususunun görüşülüp oylamaya sunulduğunu ve oy birliği ile yönetim kuruluna bu hususta yetki verildiğini, SS İstanbul Kuyumcu Sanatkarları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi tarafından hazırlanan ve müvekkili İstanbul Vizyon Park Ofis Blokları Kat Malikleri Yönetimi tarafından temsil edilen 1542 ada 14 parsel maliklerini de kapsayan Toplu Yapı Yönetim Planının 06.05.2009 tarihinde hukuka aykırı olarak tapuya tescilinin sağlandığını, bu yönetim planında düzenlenen parsellere bakıldığında, yönetim planının boş arsaları da kapsayacak şekilde oluşturulduğunun görüldüğünü, müvekkili tarafından yapılan yeni yönetim planının, yeni maliklerin iradelerine uygun olması halinde geçerli olacağını, davacıların bu davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca diğer parsel maliklerinin de bu davada taraf olarak gösterilmesi gerektiğini, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) uyarınca her parsel için ayrı yönetim planı hazırlanması gerektiğini,634 sayılı Kanun'un 66 nci maddesinde hangi şartlarda toplu yapı hükümlerinin uygulanacağının belirlendiğini, 06.05.2009 tarihli toplu yapı yönetim planında 634 sayılı Kanun'un emredici hükmüne aykırı düzenlemelerin bulunduğunun görüldüğünü, bu toplu yapı yönetim planının tamamen keyfi bir birliktelik yaratmak amacına göre düzenlendiğini, yönetim planının Kanuna aykırı olması halinde kat maliklerince kanuna uygun bir yönetim planının hazırlanarak tapuya tescilinin yapılmasının 634 sayılı Kanun'un 12 ve 14 üncü maddeleri gereğince zorunlu olduğunu, bu nedenle ofis bloklarının bağımsız bir yönetim planı hazırlayarak 04.03.2014 tarihli genel kurulda yönetim planını tasdik ettiğini, 04.03.2014 tarihli genel kurul kararının, Kanun'da belirlenen şartlara uygun olduğunu, yönetim planında belirtilen parsellerin özellikle 1542 ada 14 parselin diğer parsellerle hukuki ve fiili birlikteliğinin bulunmadığını, bu hususta keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, hukuki ve fiili birliktelik olmadığı hâlde, 06.05.2009 tarihli yönetim planında ortak bütçe ve ortak yönetim düzenlenmiş olmasının ek maliyetler getireceğini, 1542 ada 14 parselde bulunan kat maliklerinin yerlerini henüz bir yönetim planı bulunmadan önce satın aldıklarını, daha sonradan yapılan yönetim planının bağlayıcılığının bulunmadığını bildirerek, öncelikle dava ehliyeti bakımından davanın reddine karar verilmesini, bu talepleri yerinde görülmediği takdirde 06.05.2009 tarihli yönetim planının hukuka aykırı şekilde tapu siciline tescil edilmesi nedeniyle, 04.03.2014 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda gerekçe belirtilmediğini, Anayasa’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine açıkça aykırı olduğunu, itiraz yargı yolunun yanlış gösterildiğini, dosyanın daha önce Yargıtay denetiminden geçtiğini, itirazı inceleme yerinin Yargıtay olması gerektiğini, tavzih taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, davacıların kat maliki olmadıklarından dava ehliyetlerinin bulunmadığını, davacılardan... Yönetim Kurulunu temsilen ve... Blok Kat Malikleri Yönetimini temsilen yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adına dava ikamesinin usul kuralları gereği bu kurallara riayet edilmediğini, davacıların bu davada davacı olma sıfatları (aktif dava ehliyetleri) olmadığını, zira davacılar kat maliki olmadığından ve kanun hükmünde sayılanlardan da olmadıklarından genel kurulunda oy kullanma hakları da bulunmadığını, davacılardan... İşletme A.Ş (KİAŞ) site yönetim şirketi olup bu şirketin kat malikleriyle bir ilgisi bulunmadığını, kat maliklerinin aldığı kararları uygulama durumunda bulunan bir tüzel kişilik olduğu, 634 sayılı Kanun anlamında hiçbir sıfata sahip olmadıklarını, dava açma ehliyeti de bulunmadığını, davanın nitelemesinin hatalı yapıldığını, davacılardan... Yönetim Kurulu’nun belirlendiği genel kurula dair davanın halen Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/499 Esas sayılı dosyasıyla devam ettiğini, açılan davadan dolayı... Yönetim Kurulunun tam olarak kesinleşmediğini, davada taraf olma ehliyeti ve kat maliklerini temsile yetkisi olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davada toplu yapı yönetim planının kapsadığı tüm parsel maliklerinin davada taraf olmaları gerektiğini, yönetim planının düzenlenmesi 634 sayılı Kanun'a tabi olmayan yapılar için söz konusu olamayacağını, davanın kat malikleri kurulunca alınan kararların iptaline ilişkin olarak açıldığını, müvekki...Ofis Blokları Kat Malikleri yönetim kurulunun 01.04.2012 tarihinde resmen kurulduğunu ve yönetimiyle ilgili olarak tüm yetkilerin müteahhit... tarafından kat maliklerine devredildiğini, 06.05.2009 tarihli yönetim planının üzerinde ve imza kısımlarında söz konusu yönetim planının “SS İstanbul... Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi” tarafından hazırlandığı imzalandığı ve usulsüz olarak tescil edildiğini, dava dışı SS İstanbul... Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi, 1542 ada 14 parseli dava dışı...’a 11.02.2008 tarihinde sattığını, 1542 ada 14 parseldeki binanın iskanı da Şubat 2012 de alındığını, bu parseldeki binada Nisan 2012'de de kat malikleri kurulu kurulduğunu, ancak yönetim planı kooperatif tarafından 06.05.2009 tarihinde tescil edildiği kooperatifin sattığı arsanın maliki yönetim planını malik olmadığı halde tapuda da usulsüz işlemle tescil ettirdiğini, Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/859 Esas sayılı dosyadan alınan bilirkişi raporunda dava konusu 1542 ada 14 parselle... arasında hukuki ve fiili birliktelik olgusunun bulunmadığının açıkça ortaya çıktığını, bilirkişi kök raporunda 1542 ada 13,14, 23 parseller açısından; binalar arası fiilen herhangi bir ortak kullanım alanı bulunmadığı, 1542 ada,13, 14, 23 parseller için Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/10189 Esas, 2016/9253 Karar sayılı ve 09.06.2016 tarihli kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35.Hukuk Dairesinin 2017/3584 Esas, 2018/66 Karar sayılı 17.01.2018 tarihli kararında toplu yapı olmadığı ve tapuda toplu yapıya ilişkin bir tescil bulunmadığına ilişkin içtihat bulunduğunu, hukuken ve fiilen ayrı bir bina olan müvekkillerin binasının toplu yapı hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin maliklerin mülkiyet haklarına da zarar verici mahiyette olduğunu, müvekkilinin temsilcisi olduğu binanın kat maliklerinin yönetim planı değiştirme haklarının da ortadan kalktığını, yönetim planında belirlenen parseller ve özellikle 1542 ada 14 parselin diğer parsellerle hukuki ve fiili birliktelik bulunmadığını, toplu yapı olarak tescil edilmemiş olan birden fazla parsel üzerinde kurulu yapı birlikteliklerinde Kat Mülkiyeti Yasası’nın uygulanmasına olanak bulunmayıp, bu gibi yapı birlikteliklerinde ortaya çıkan uyuşmazlıkların genel hükümlere göre incelenip çözümlenmesi gerektiğini, Bakırköy 5.Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/859 Esas (Yeni Dosya No:Bakırköy 10.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas) sayılı yönetim planının iptali davasının sonucu beklenmesi gerektiğini, Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/789 Esas 2016/981 Karar sayılı görevsizlik kararında müvekkil lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, gerekçede de belirtilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkeme kararının usul ve kanuna uygun bulunduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar etmiş, eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiğini, toplantının usulüne uygun olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kat malikleri kurulu karanının iptali ve hakimin müdahalesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 33 üncü ve 66 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.