"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3743 Esas, 2023/1886 Karar
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVALARDA DAVALI : Kepez Belediye Başkanlığı vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 13.09.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/299 Esas, 2022/381 Karar ( Birleştirilen 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/351 Esas ve 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/599 Esas sayılı dosyalar)
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Birleştirilen 2021/351 Esas sayılı davada hükmedilen tazminat ve asıl ve ecrimisil bedelleri ile birleştirilen 2021/599 Esas sayılı davada hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil talepleri ile birleştirilen 2021/351 Esas sayılı dasyadaki tazminat talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin asıl dava ile birleştirilen Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/599 Esas sayılı dosyasında hükmedilen kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat talebi yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; dava konusu Antalya ili, ..., ... 11136 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen el atıldığını, davacının taşınmazda paydaş olduğunu, bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı belediyenin taşınmaza herhangi bir el atmasının bulunmadığını, çim ekilmiş olmasının taşınmaza temelli, kalıcı bir el atma olduğunu göstermeyeceğini, mahallelinin talebi üzerine çirkin görüntünün giderilmesi amacıyla çalışma yapıldığını, davanın Milli Eğitim Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı ileri sürdükleri itirazlarının ve faizin başlangıç tarihi yönünden belirttiği itirazlarının ve diğer esasa ve usule ilişkin olarak belirttikleri itirazların incelenmesini talep ettiklerini, zira dava konusu taşınmaza esas alınan emsal taşınmaza yapmış olduğu itirazlarının değerlendirilmediğini, önceden ayarlanmış yüksek bedelli, tanıdıklar arası satışlarla kamu zararı meydana getirildiğini, kendileri tarafından sunulan emsallerin bilirkişilerce hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığını, bilirkişilerin keşif mahallinde sadece fotoğraf çekerek, matbu raporlarını hazırladıklarını, taşınmaz etrafına göre çukurda kalıp, raporda geniş ve kot itibarıyla şehir manzarasına sahiptir denilerek, yanıltıcı bir şekilde taşınmaza artı değer kazandırılmaya çalışıldığını, Mahkemece hüküm tesis edilirken ıslah edilen tutara ıslah tarihinden değil dava tarihinden itibaren faiz işletildiğini, bu yönden de istinafa başvurduklarını, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin taşınmaza el atmadığını, hukuki el atmalarda idari yargının görevli olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığına karşı adli yargıda açılan başka hukuki el atma davalarında Uyuşmazlık Mahkemesince hukuki el atmalarda idari yargının görevli olduğuna karar verildiğini, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek, resen dikkate alınacak nedenlerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz her ne kadar 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim alanı olarak planlanmış ise de mahallinde yapılan keşif sırasında taşınmaza ... alan-park yapılmak suretiyle davalı idare tarafından fiilen el atıldığı, sorumluluğun davalı idareye ait olduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi kurulu raporunda davaya konu taşınmazın arsa vasfında olduğu kabul edilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyaslamaya esas alınan emsal ile dava konusu taşınmazın benzer özelliklere sahip olduğu, hesaplanan tazminat miktarının taşınmazın bulunduğu konum itibari ile uyumlu olduğu, davaya konu taşınmaz hakkında, aynı emsal taşınmaz satışı mukayese edilmek suretiyle 09.09.2021 tarihi itibarı ile 4.201,00 TL/m² olarak değer tespit edildiği, tespit edilen bedel ve hüküm altına alınan tazminata yönelik olarak davalı idarece temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26.01.2023 tarihli ve 2022/12965 Esas, 2023/888 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verildiği, eldeki dava dosyasında eldeki dava tarihi itibarıyla belirlenen tazminat miktarının fahiş olmadığı anlaşılmakla davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek ve harcın maktu alınması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmaza ... alan olarak el atıldığından davacılar payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacılar payının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından bedelin tamamının dava tarihinde işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi doğrudur.
4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinde sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının ve vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamakta olup nispi harca hükmedilmesi yerindedir.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdarenin Birleştirilen 2021/351 Esas Sayılı Dava ile Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdarenin Asıl ve Birleştirilen 2021/599 Esas Sayılı Dosyada Hükmedilen Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.