"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/985 Esas, 2015/564 Karar
DAVA TARİHİ: 17.12.2014
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı idare ve davalı kayyımı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, ...ilçesi,... (...) Mahallesi 470 ada 4 numaralı parselde kayıtlı bulunan taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitini, taşınmazın idareleri adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafça davaya cevap verilmediği görülmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı kayyımı vekilleri
temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulunun ilçe tarım ortalama verileri ile yapılan örnek hesaplama ile bedeli yüksek belirlendiğini, kıymet takdir edilirken periyodik gelirlerin kapitalizasyonu kriteri yöntemi kullanılarak bilanço hesabının yapılması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının %7 üzerinde alınması gerektiğini, örnek hesabın hükme esas alınmaması gerektiğini, taşınmazın kuru tarım arazisi kısmında bilirkişi kurulunun, kapama bağ kısmında ise ilçe verilerinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı kayyımı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin düşük belirlendiğini, usulüne uygun tebligat yapılmadan ve taraf teşkili sağlanmadan yokluğunda davalı aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kayyım vekili yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kısmen arazi, kısmen kapama bağ niteliğindeki Konya ili, ...ilçesi,... (...) Mahallesi 470 ada 4 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare ve davalı kayyımı vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin kayyıma ödenmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hak sahibine ödenmesine karar verilmesi hatalıdır.
5. Davacı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi doğru değildir.
6. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve davalı kayyımı kendisini vekil ile temsil ettiği hâlde lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare ve davalı kayyımı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz taleplerinin kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerine "Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatıran tarafa iadesine" cümlesinin yazılması suretiyle,
3. Davalı kayyımı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "davalıya ödenmesine" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davalının kayyımına ödenmesine" ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Davalı kayyımı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak davalı kayyıma verilmesine," cümlesinin yazılmasına, hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden alınan peşin harçların iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.