Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2040 E. 2024/9151 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında kamu hizmetine ayrılması ve idarenin uzun süre işlem yapmaması nedeniyle fiili el atmanın gerçekleştiği, bedelin emsal taşınmazlar ve Yargıtay kararları gözetilerek hesaplandığı ve davacı payının Hazine adına tescil edilmesi gerektiği değerlendirilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/225 Esas, 2023/3087 Karar

DAVA TARİHİ : 20.10.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 34. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/808 Esas, 2022/426 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Yuva Mahallesi 43128 ada 1 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığından kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının bulunduğunu, husumetin kendilerine düşmediğini, talep edilen bedel ve faizin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini, uzlaşma başvurusunda bulunulmadığını, zamanaşımının sona ermiş olduğunu, dava süresinin dolmadığını, metrekare birim fiyatını kabul etmediklerini, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, faiz tarihini de kabul etmediklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu parselin 1/1000 ölçekli plan kapsamında lise alanı olarak ayrıldığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı ve tesis bulunmadığı belirtilmiş bu kapsamda fiilen el atmanın olmadığı anlaşılmış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek birinci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargının görevli olduğunu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak ve vergi değerleri de kıyaslanarak, değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptaline dair kararda, yakın yerde benzer metrekare değerlerin Yargıtay ve Dairemiz incelemesinden geçerek kesinleştiği ve tespit edilen bedelin uygun olduğu da dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediğini, ancak davalı idare harçtan muaf olduğundan başvuru harcının davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılama giderlerine dahil edilerek davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunu ve belirlenen değeri kabul etmediklerini, emsal taşınmazın doğru seçilmediğini, uzlaşma usulünün uygulanması gerektiğini, değerin fahiş olup vekâlet ücretinin nispi hesaplanmaması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı bölgeden intikal eden ve Dairemiz denetiminden geçerek onanan dosyalar da dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konuşu taşınmazın 1996 yılı onaylı 1/1000 ölçekli imar planında “Lise Alanı” olarak ayrılmış olduğu, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği, bu itibarla; idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü doğrudur.

4. Vekâlet ücreti hususu kamu düzeni gereğince resen gözetilecek hususlardan olmayıp, davalı idare vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin olarak istinaf başvurusu bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapıldığından ve istinaf sebebi olarak ileri sürülmeyen bir konunun temyiz yolunda ileri sürülmesi hâlinde incelenmesi mümkün olmadığından, davalı idare vekilinin, davacı yararına nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınmaması gerektiğine ilişkin temyiz sebebi ile ilgili olarak değerlendirme yapılmamıştır.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Dava konusu taşınmazdaki bedeline hükmedilen davacı payının, Hazine adına tescili gerekirken davalı idare adına tesciline karar verilmesi hususu kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “davalı” kelimesinin çıkartılması, yerine “Hazine” kelimesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.