"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1876 Esas, 2023/2757 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/837 Esas, 2023/317 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., köyü 101 ada 85 ve 86 parsel (eski 74 ve 76 parsel) sayılı taşınmazlara yol yapılmak suretiyle kamulaştırma işlemi yapıldığını, davacının bu durumdan haberdar olmadığını, takdir edilen bedelin emsallerinin çok altında olduğunu, bedelin eksik belirlendiğini öne sürerek taşınmazların bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 100 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz maliki ile yapılan uzlaşma görüşmelerinde anlaşma sağlandığını, akabinde kamulaştırılan alanın idare lehine tescil edildiğini, satın alma yoluyla alınan taşınmazlarla ilgili sonradan kamulaştırmaya veya bedele ilişkin bedel arttırım davasının açılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının anlaşma tutanağın imzalamış olmasının bedelin kabul edildiği anlamını taşımadığını, işlemlerin tek taraflı olarak yapılıp davacının dahil edilmediğini, kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun yürütülmediğini, kamulaştırma bedelinin dava açıldıktan sonra ödendiğini ve ödemenin yapılmış olmasının bedelin kesinleştiği anlamına gelmeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği satın alınan taşınmaz mal, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılacağından ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamayacağından davanın reddine dair kararda usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca kamulaştırma bedelinin dava açıldıktan çok sonra ödendiğini, kamulaştırma bedelinin iptali amacıyla dava açılmasının henüz ödeme yapılmamış kamulaştırma bedelinin davacı tarafça kabul edilmediği anlamına geleceğini, mülkiyet hakkının ihlal olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tazminata konu taşınmazların kamulaştırma işlemine tabi tutulduğu, taşınmazların maliki davacı ile 24.09.2021 tarihinde uzlaşma sağlandığı ve 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca satın alma tutanağı imzalandığı, 03.12.2021 tarihinde tapu devrinin gerçekleştiği, ödemenin ise 21.02.2023 tarihinde yapıldığı, eldeki davanın 28.12.2022 tarihinde açıldığı gözetildiğinde; 20.08.2016 tarihli 6745 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde yapılan değişiklik sonrasında açılan davalar açısından kamulaştıran idare ve malik arasında imzalanan tutanak malikin ferağ beyanı ve tapuda idare adına yapılacak tescilin hukuki sebebi sayıldığı gibi, 2942 sayılı Kanun'un zikredilen maddesinde düzenlenen prosedürüne uygun yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamayacaktır.
3. Uzlaşma tutanağında belirlenen bedelin geç ödenmesi sebebiyle idare temerrüde düşmüş ise de, taleple bağlılık ilkesi gereği, bu sebeple oluşacak faiz alacağı başka davanın konusu olup kamulaştırma bedelinin güncellenmesi şeklinde bir dava türü hukuk sistemimizde bulunmadığından davanın kamulaştırmasız el atma davası olarak yapılan hukuki nitelendirmesi ve davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.