Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2123 E. 2024/9613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda belirlenen metrekare birim fiyatının taşınmazın vasfına, konumuna ve niteliklerine uygun olduğu, kapitalizasyon faizi ve objektif değer artış oranının da makul bulunduğu, ayrıca 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olsa da davanın açıldığı tarihte yürürlükte olması sebebiyle fark kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2390 Esas, 2023/1337 Karar

DAVA TARİHİ : 27.08.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/408 Esas, 2021/347 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Batman ili, ... Merkez köyü ... köyü 405 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline baraj göl sahası içerisinde kaldığından tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunu, bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin doğru şekilde hesaplanmadığını, verim ve satış fiyatı yüksek, buna karşılık üretim masrafı ile kapitalizasyon faiz oranı düşük alınmak suretiyle bedelin yükseltildiğini, taşınmaza değer biçilirken ekilmesi mutat münavebe ürünleri tespit edilerek ve son beş yıla ait veriler kullanılmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğini, %20 objektif değer artışının yüksek olduğunu, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda belirtilen %20 objektif değer artışının düşük olduğunu, üretim masraflarının münavebe ürünlerinin brüt gelirinin 1/3'ünden fazla alınmasının Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, muhdesat bedellerinin düşük hesaplandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza sulu tarım arazisi olarak, o yörede mutad olarak ekilen münavebe ürünleri esas alınıp kapitalizasyon faiz oranı % 4 uygulanarak çıplak metrekaresine 29,57 TL değer biçildiği, tespit edilen metrekare birim fiyatına % 20 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilerek sonuç metrekare birim fiyatının 35,49 TL olarak belirlendiği, taşınmazın vasfına, konum ve niteliklerine, aynı bölgeden intikal eden dava dosyalarına göre bilirkişi kurulunca belirlenen kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının ve dava konusu taşınmaz için belirlenen metrekare birim fiyatının uygun ve resmi verilerle uyumlu olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan yapılara niteliklerine göre, ağaçlara ise maktuen değer biçildiği, belirtilen nedenlerle hükme esas alınan bilirkişi raporunun yasal niteliklere haiz ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, her ne kadar davalı tarafça; dava konusu parselin niteliğinin kuru tarım arazisi olarak kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de hükme esas raporda taşınmazın Dicle Nehrine 500 metre kadar mesafede olduğu ve taşınmaz üzerinde su sondaj kuyusu bulunduğu tespit edildiğinden, davalı tarafın bu yöndeki istinaf itirazının yerinde görülmediği, davalı taraf dava açılmasına sebebiyet vermemiş olup davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunu, bilirkişi raporunda verim ve satış fiyatının yüksek, buna karşılık üretim masrafı ile kapitalizasyon faiz oranı düşük alınmak suretiyle bedelin yükseltildiğini, taşınmaza değer biçilirken ekilmesi mutad münavebe ürünleri tespit edilerek ve son beş yıla ait veriler kullanılmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğini, % 20 objektif değer artışının yüksek olduğunu, 2013 yılı uydu görüntülerinde yapı ve ağaçların görülmediğini, DSİ Genel Müdürlüğünün askı ilan tarihinden sonra muhdesatların oluşturulduğunu iddia ederek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda belirtilen %20 objektif değer artışının düşük olduğunu, üretim masraflarının münavebe ürünlerinin brüt gelirinin 1/3'ünden fazla alınmasının Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda yapı yıpranma payı indirim oranları yüksek alınarak muhdesat bedellerinin çok düşük hesaplandığını, Anayasa Mahkemesi kararları gereğince davalının mülkiyet hakkının ihlaline sebebiyet verilmemesi adına paranın değer kaybının da bilirkişi marifetiyle tespit edilerek istimlak bedeline eklenmesi gerektiğini iddia ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden ve Dairemizin denetimizden geçen önceki kararlar ile uyumlu olacak şekilde, üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.