Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2152 E. 2024/7398 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı iptal edilen taşınmazın sadece iptale konu olan kısmı üzerinden tazminat hesaplanması gerekirken, tamamı üzerinden hesaplandığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/96 Esas, 2023/2123 Karar

DAVA TARİHİ: 25.10.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Samandağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/566 Esas, 2021/407 Karar

Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, ..., ... Mahallesi 4265 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerin mülkiyet konusu olamayacağını, davacı tarafından bu yerde mülkiyet edinilmesi, daha sonra kendi kusuruna dayanarak tazminat talebinde bulunmasının dürüstlük ilkesi ile bağdaşmayacağını, zararın oluşup oluşmadığı ve tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda bir karar olmamasına rağmen dava tarihinden önceki bir tarih için faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın öncelikle zamanaşımı, derdestlik, husumet yönünden ve dava şartları taşımadığından esasa girilmeden usulden reddine, maddi ve hukuki dayanağı bulunmayan devanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ve bağımsız bölümün denize sıfır tripleks üç katlı bir ev olduğunu, arsa metrekare değerinin en az 10.000 TL olduğunu, ancak raporlar ve ek raporların gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi tarafından arsa metrekare birim değerinin 3.141,68 TL olarak tespit edilerek toplam toplamda 708.907 TL değer biçilmiş olduğunu, raporda seçilen emsal taşınmazın dava konusu taşınmaza uzaklığı, denize uzaklığı nedeniyle itiraz ettiklerini, parsele yakın emsalleri de bildirmelerine rağmen uzak emsal üzerinden bilirkişi tespiti yapılmasının hem gerçeğe, hem emsallerine, hem de hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek Mahkeme kararının ortadan kaldırılarak bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıyıların özel mülkiyete konu olmasının mümkün olamayacağını, davacının kendi mülkiyetinde olmayan bu alana yapı yaptıktan sonra tazminat talep etmesinin haksız olduğunu, taşınmazın davacının kullanımında kaldığı yıllara ait gelirlerin tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, fahiş miktarda tazminat tespit edildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince Devletin kusursuz sorumlu olduğu, arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle biçilen değerin uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu Hatay ili, ..., ... Mahallesi 4265 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın Hazine tarafından açılan dava sonucunda Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas, 2013/160 Karar sayılı kararı ile kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan 4.729,00 m²lik kısmının tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 10.07.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 25.10.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın 4.729,00 m²lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verildiği hâlde, taşınmazın tamamı üzerinden tazminat hesaplanması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyayı İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.