"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/219 Esas, 2023/340 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ......., Mahallesi 149 ada 47 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı idarenin, müvekkili kooperatifin mülkiyetinde olan dava konusu taşınmaz için daha önce de kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemiyle Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/64 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davacı idareye on beş günlük kesin süre verildiğini, davacı idarenin ise verilen kesin süre içerisinde bedeli yatırmadığını, bu sebeple, davanın reddine karar verildiğini, davacı idarenin taşınmaz üzerinde fiili hakimiyet kurduğunu ve acele kamulaştırma kararı için gereken bedel dışında herhangi bir ödeme yapılmaksızın taşınmazdan yararlandığını, dava konusu taşınmazın idare tarafından büyük bir kısmının kamulaştırılmasının talep edildiğini, taşınmazın kamulaştırılmasından arta kalan kısımda değer kaybının meydana geleceğini, davacı idarenin 22.12.2020 tarihinde işbu dava açtığını; ancak el atma kararının verildiği tarihin 17.03.2017 tarihi olduğunu, aradan 3 yıl 9 ay 5 günlük süre geçtiğini, davacı idarenin davalının mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, Yargıtayın belirttiği 6 aylık makul süre kat be kat aşıldığından davacı idarenin haksız kullanımından kaynaklanan tazminat ve ecrimisil hakkının saklı tutulmasına, dava konusu taşınmazın 29.06.2020 tarihinde imar planı kapsamına alındığını ve taşınmazın niteliğinin arsa olduğunu, dava konusu taşınmazın değerinin tespiti yapılırken Kanal İstanbul Projesinin de objektif değer artışına konu edilmesini talep ettiklerini belirterek dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesine, Kanal İstanbul Projesi ve Üçüncü Havalimanı gibi büyük çaplı projelerin objektif değer artışına esas alınarak, Kanal İstanbul Projesi kapsamında dava konusu taşınmazın bedelinin tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli ve 2020/419 Esas, 2022/377 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2022/1863 Esas, 2022/1544 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için verilen yasal süreler içerisinde bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı idare vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontuna göre idarenin karar tarihinden sonra 30.01.2023 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, taraflara davanın esası hakkındaki beyanları sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporları denetlenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesince verilen karar davacı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda bozma sebebi nazara alınarak sair hususlar incelenmeksizin bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilin kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın değer tespitinin eksik inceleme ile hesaplandığını, vergi değerleri arasında fahiş oranda fark bulunduğunu ve resen belirlenecek nedenlerle kararın bozulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/219 Esas sayılı dosyası kapsamında gerçekleştirilen duruşmada, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesi tarafından hukuki dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı suretle davanın kabulüne karar verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı idare tarafından gerçek değerinden uzak bir şekilde belirlenen kamulaştırma bedelinin kesin süre içerisinde yatırılması gerekirken kesin süreden 9 ay sonra yatırılması, esasında gerçek değerinden çok düşük belirlenen kamulaştırma bedelinin aynı zamanda Anayasa Mahkemesinin de belirttiği üzere enflasyonist ortamda değer kaybetmesiyle kooperatifin olağanüstü mağduriyetine sebebiyet verildiği, Mahkemece kararlaştırılan kamulaştırma bedeli ve bu bedele uygulanmasına karar verilen yasal faiz enflasyon karşısında ciddi miktarda erimesine rağmen kamulaştırma bedelinin dava tarihinden 4 ay sonra başlayarak yasal faizi ile müvekkili kooperatife ödenmesi kararının Anayasa Mahkemesi kararına göre kanuna aykırı hale geldiği ve resen belirlenecek nedenlerle kararın bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın davalıya ait tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmediğinden davanın reddine karar verildiği, karardan sonra sunulan banka dekontuna göre söz konusu bedelin yatırıldığı, Dairemiz tarafından taraflara davanın esası hakkında beyanları sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bozma kararından sonra yapılan duruşmada davalı vekilinin önceki kararda direnilmesi yönünde beyanda bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 2.107,80 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 738,00 TL 'nin mahsubu ile kalan 1.369,80 TL'nin davalıdan alınmasına,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.