"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1601 Esas, 2023/2309 Karar
DAVA TARİHİ : 27.10.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/813 Esas, 2022/308 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin asıl dava ile 2942 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesi gereği kamulaştırılan taşınmazın geri alımı, olmadığı takdirde geri alım hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın birleştirilen dava davacıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleştirilen dava davacıları vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sazlıdere Projesi İnşaatı nedeniyle mülkiyeti davalılara ait İstanbul ili, ..., ... Mahallesi 134 ada 43 parselin idarece kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedellerinin yatırıldığını ve noter tebligatlarının çekildiğini, taşınmaz malikince Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/821 Esas, 1998/535 Karar sayılı dosyası ile davacı idare aleyhine tezyidi bedel davası açıldığını, 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi gereğince dava konusu taşınmazın ... adına tescili ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ... Mahallesi 134 ada 43 parsel sayılı idare tarafından kamlaştırılan taşınmazın, kamulaştırma amacı olan kamu yararına uygun olarak kullanılmaması nedeniyle (Kanal İstanbul Projesi 3. Etap 1/50000 revizyon nazım ve 1/1000 uygulama imar planında su yolunda kalması nedeniyle) müvekkiline ödenen kamulaştırma bedelinin müvekkilce idareye iadesiyle kamulaştırmanın iptali veya taşınmazın geri alma hakkının kullandırılmaması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,000TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesini, bu mümkün değil ise taşınmazın siciline konulan 2942 sayılı kanunun 31/B şerhinin terkinini, bu da mümkün değil ise taşınmazın dava tarihindeki değişen niteliğine göre (imar nedeniyle) kamulaştırma bedelinin tespiti ile bedelin artırılması ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 100,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Birleştirilen dosyada davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından müvekkil kurum aleyhine İstanbul ili, ..., ... Mahallesi 134 ada 43 parsel sayılı taşınmaza haksız olarak el atıldığı isnadıyla açılan tazminat davasının hukuken mesnetsiz olup reddi gerektiğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne; İstanbul ili, ..., ... Mahallesi 134 ada 43 parsel (... Mahallesi eski 862 parsel) sayılı taşınmazın muris ... adına olan tapu kaydının tamamının iptaline, iptal edilen bu hissenin tamamının davacı kurum adına kayıt ve tesciline, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen dava davacıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Birleştirilen dava davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemlerinin usule uygun yapılıp yapılmadığının tespit edilmediğini, kamulaştırmaya konu taşınmazın 26 seneden beri işlemsiz, öylece atıl bırakıldığını, kamulaştırma hukukuna göre müvekkillere geri alım hakkının kullandırılması gerektiğini, kamulaştırma iradesi ile dava tarihi arasında geçen sürede gelişen ve değişen şartlar karşısında taşınmazın değerinde meydana gelen artışın ödenmesi gerektiğine dair hukuk kuralları ve yüksek mahkeme kararları dikkate alınmadan ve kamulaştırma bedeli ile dava tarihindeki değeri arasındaki farkın tespiti için keşif ve bilirkişi raporu aldırılmadan karar verildiğini, 2022 yılında kesinleşen Kanal İstanbul Projesiyle imara alınan davaya konu taşınmazın imar planında park olarak idarenin kullanmayacağı bir niteliğe dönüşmüşken bu durumunun dahi tek başına maliklere geri alma/trampa/tazminat hakkı verdiği dikkate alınmadan verilen kararın usul, kanun ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar murisine karşı kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olduğundan taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davanın açılış tarihinde kanunda öngörülen süreler dolduğundan ve geri alma hakkını doğuran yasal şartlar oluşmadığından birleştirilen davanın reddine karar verilmesinde sakınca görülmediği belirtilerek birleştirilen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen dava davacıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleştirilen dava davacıları vekili temyiz dilekçesinde; kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapıldığına dair gerekli araştırmanın İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmadığını, davalıların murisleri vefat ettiği hâlde, tebligatların vefat eden kişiye yapılmış gibi gösterildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kamulaştırma işlemleri usulüne uygun olsa bile kamulaştırmanın kesinleşmesi için bedelin ödenmesi gerektiğini, ilk kamulaştırma işlemleri üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra taşınmazın bedelinin ödendiğinin belli olmadığını, davacının tapu iptali ve tescil talebinde bulunmasının ve bu talebin mahkemede kabul görmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, keza bu kadar uzun süre tapu tesciline lüzum görülmemesinin bir kaç ihtimali ortaya çıkardığını, kamulaştırılmak istenen taşınmaza ihtiyaç kalmadığını veya hiç ihtiyaç olmadığını, kamulaştırılmak istenen taşınmaz atıl, eylemsiz ve işlemsiz bırakılmış olduğundan mevzuat gereğince maliklere geri alım hakkının kullandırılması gerektiğini, idare tarafından müvekkillere geri alım hakkının kullandırılmadan tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmasının usul, kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları,Yargıtay kararları incelendiğinde bu durumun açıkça mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin de ayrıca usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil ve aynı Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca geri alım istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 23 üncü ve mülga 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleştirilen dava davacıları vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davacı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.