Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2624 E. 2025/2555 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırılan taşınmaz için ödenen bedel ile mahkeme kararıyla belirlenen bedel arasındaki fark bedeline ilişkin faizin ödenmemesi nedeniyle açılan kamulaştırmasız el atma tazminatı davasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen kamulaştırma bedelinin ödenmiş olması ve faiz alacağının tahsili için icra takibine başvurulabilecek olması nedeniyle, davacının kamulaştırmasız el atma tazminatı davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3470 Esas, 2023/3914 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/459 Esas, 2022/145 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait İzmir ili, ....... ilçesi, ........... Köyü 390 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmasına karar verildiğini ve açılan davada taşınmaz için kamulaştırma bedeli belirlendiğini, bedelin ödendiğini; ancak ilk karar ile bozmadan sonra belirlenen bedel arasındaki fark bedel ile hüküm altına alınan faizin derhal ödenmesine karar verildiği halde davalı tarafından ödeme yapılmadığını ve taraflarından icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında da ödeme yapılmadığı belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 50.000,00 TL taşınmazın değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu haklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; fark bedelin yatırıldığını ve davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davası açılmasında hukuki menfaat bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarece bedelin eldeki dava açıldıktan sonra ödendiğini, bedelin sekiz yıllık süreç sonunda ödendiğini, İlk Derece Mahkemesi kararını kabul etmediklerini, kesinleşen Mahkeme kararı gereği doğan faiz alacaklarının ödenmemesinin kamulaştırma bedelinin peşin olarak ödenmesi kuralını ihlal ettiğini, geç ödeme dolayısı ile davacı tarafın mağdur olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama sonucunda kamulaştırma bedelinin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, faiz alacağının ödenmemiş olmasının kararın infazı ile ilgili olup davacı yana kamulaştırmasız el atma talepli işbu davayı açma imkanı vermeyeceği, bu haliyle davacı yanın işbu davayı açmakta korunması gereken bir menfaatinin bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre eldeki davada, davacıya ait taşınmazın, davalı idare tarafından kamulaştırılmasına karar verildiği, Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/456 Esas, 2020/117 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açıldığı, bu kararın Yargıtay denetiminden de geçmek sureti ile kesinleştiği, dava konusu taşınmaz için belirlenen kamulaştırma bedelinin ödendiği, ancak ilk karar ile bozmadan sonra belirlenen bedel arasındaki fark bedele işleyen faizin kesinleşen karara ve başlatılan icra takibine rağmen ödenmediği iddiasıyla eldeki kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat davası açıldığı anlaşılmıştır.

3. Davacının tahsil edemediğini beyan ettiği alacak faize ilişkin olup, faiz alacağının ödenmemiş olması durumu, kesinleşmiş kamulaştırma işlemini ortadan kaldırmayacağı gibi faize dair alacağın tahsili için icra takibine de başlandığı anlaşıldığından, davacının eldeki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talepli davayı açmasında korunması gereken bir hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalı idare yararına 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.