Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2670 E. 2024/8695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yapılarak belirlenen kamulaştırma bedelinin ve dava tarihinden dört ay sonra işletilmek üzere yasal faiz uygulanmasının hukuka uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1162 Esas, 2024/119 Karar

DAVA TARİHİ : 23.12.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/262 Esas, 2023/45 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, Fevzipaşa Mahallesi, 164 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla çok avantajlı olduğunu, yatırım yapma ve sanayi yatırımı yapma amacıyla satın alındığını, bu sebeple hüküm tesis edilirken taşınmazın konumu ve özellikleri göz önünde bulundurularak hüküm tesis edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın kadastral parsel olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı oranının yüzde 45 belirlenerek bedelden düşülmesi gerektiğini, iki heyet raporu arasındaki farkın giderilmediğini, kıyaslama/somut emsal olarak alınan 826/25 parselin farklı mahallede bulunduğunu, farklı yüzölçümlü ve imar parseli niteliğinde olduğunu, 6 kat yapılaşmaya müsait olduğunu, iade gerekçelerine uyulmadığını, dosyanın iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ibraz ettikleri taraf emsallerinin "çok düşük bedelli" olduğu gerekçesiyle değerlendirmeye alınmadığı halde dava konusu taşınmaza bu "çok düşük bedelli" emsallerden de düşük olacak şekilde değer biçildiğini, 06.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda, 50 ve 53 nolu emsaller hariç taraf emsallerimizin dava tarihi itibarıyla tespit edilen bedellerinin raporun 3. sayfasında hesaplandığını, buna göre sundukları(dava konusu taşınmazla aynı mahallede yer alan) emsallerin dava tarihine göre güncellenmiş metrekare bedellerinin sırasıyla 896,23 TL/m², 946,96 TL/m² ve 965,16 TL/m² olarak tespit edildiğini, bu emsallerin tamamının "emsal taşınmazın satış değeri düşük olduğu ve bu fiyata bu özelliklerde taşınmaz bulmanın imkansız olması nedeniyle" değerlendirme dışı tutulduğunu; ancak dava konusu taşınmaza imkansız derecede düşük olan bu bedellerden de düşük olacak şekilde fiyat biçildiğini ve bu durumun gerekçesinin açıklanmadığını, taşınmazın imar parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği hâlde, düzenleme ortaklık payı kesilmesinin hatalı olduğunu, bedelin düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak zeminine, resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek üzerindeki yapıya değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, mahkemece iade kararına uyulduğu, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar parseli olmadığını, ilk karara ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında belirtilen hususların yerine getirilmediğini, müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve karşı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı 01.08.2023 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan kararı ile kamulaştırma davalarında faizin dava tarihinden dört ay sonra işletilmesi maddesinin iptal edildiğini, tespit edilmiş olan değerin Anayasa Mahkemesinin faiz konusundaki kararına aykırı olduğunu, dava tarihi ile ödeme tarihi arasında yüksek enflasyondan oluşan değer kaybının hesaplatılması yönünde karar verilmesi gerekirken istinaf incelemesinde bu hususun gözetilmemesinin bozmayı gerektirdiğini, dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının çok düşük olduğunu ileri sürülerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun'un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa'nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; ''İptal kararları geriye yürümez'' hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; ''Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme itiraz olunması iktiza eylemesine...'' gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; '' Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır'' genel hukukî prensibin hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 10.05.1017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasında başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.