"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1882 Esas, 2023/3189 Karar
DAVA TARİHİ : 21.12.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çumra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/821 Esas, 2023/302 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, Çumra ilçesi, İçeriçumra köyü 605 ada 6 parsel, 626 ada 7 parsel, 639 ada 10 parsel sayılı taşınmazlardaki kamulaştırma konusu pilon yeri ve irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda uzun yıllardır elektrik direkleri mevcut olduğu hâlde, bir kullanım bedeli ödenmediğini, müvekkillerine ait arazilerin sınırlarına direk montajı yapılması halinde müvekillerinin taşınmazlardan maksimum şekilde faydalanmaya devam edeceklerinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek öncelikle davanın reddini, aksi halde taşınmazın güncel değerinin hesaplanmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıymet takdir raporu ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında fahiş fark olup çelişkilerin giderilmediğini, objektif değer artış oranının yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazların ne şekilde sulandığının açıkça belirtilmediğini, kuru arazi olarak değer biçilmesi gerektiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, fen bilirkişi raporunda direk yerlerinin koordinatlarının belirtilmediğini, üretim masraflarının yüksek alındığını, kapitalizasyon faizinin hatalı belirlendiğini, her bir pilon nedeniyle yaklaşık 25 m² alan kullanım dışı kalacak olup toplulaştırma ile direkler dava konusu taşınmazların dışında bırakılmayarak müvekkillerinin mağduriyetine sebep olunduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazların sulama birliği cevabi yazısına göre sulanabilir arazi sınırı içinde olmasından dolayı sulu tarım arazisi özelliğine sahip oldukları ifade edilmiş olmakla davaya konu taşınmazların sulu tarım arazisi olarak kabul edilmiş, yerleşik Yargıtay uygulamasından ayrılmayı gerektiren farklı ve özel faktörler olmadığından sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz için kapitalizasyon faizinin %4 olarak alınması ve davaya konu taşınmazın değerini artıracak objektif unsurlara rastlandığı ve aynı bölgeden intikal eden bir kısım kamulaştırma dosyalarında benzer uygulama yapıldığı gerekçesiyle bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre %20 objektif değer artışı uygulanması, arazilerde değer düşüklüğünün %35'i aşamayacağı hususuna dikkat edilerek kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazda irtifak ve mülkiyet hakkı tesisine dair kararda usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ileri sürerek etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.
4. Buna karşın; hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların nasıl sulandığı ve sulama kaynağı belirtilmeden soyut ifadelerle dava konusu taşınmazlar sulu tarım arazisi kabul edilerek değer biçilmiş ise de, yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazların sulanıp sulanmadığı, sulanıyorsa fiilen nereden ve ne şekilde sulandığı, sulama kaynağı, yapılan sulamanın taşınmazların tamamını sulamaya yeterli olup olmadığı tespit edilip, gerekirse keşifte taşınmazın sulu olup olmadığı hususunda tanık ve mahallinde bilirkişiler de dinlenerek yeniden alınacak rapor uyarınca karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ve soyut ifadelerle taşınmazların sulu arazi olarak kabulü doğru görülmemiştir.
5. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının, brüt gelirin %50'sinden yüksek oranda alınması ekonomik tarım yapılmasında tereddüt yaratacağından, bu husus İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne sorularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.