Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2761 E. 2024/5776 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacak davasında yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tacir olmadığı ve yetki sözleşmesinin 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerli olmadığı, davalının da yetkisizlik itirazında bulunduğu gözetilerek, davanın davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/276 Esas, 2023/298 Karar

I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.05.2023 Tarihli ve 2022/265 Esas, 2023/162 Karar Sayılı Kararı

Somut olayda, davalının adresinin Bandırma olup davalı vekili tarafından yetki itirazında bulunulduğu, her ne kadar sözleşmede İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili kılındığını belirtmiş ise de davacının tacir olmadığı, bu kapsamda yetki sözlemesinin geçerli olmadığı, işbu davada genel yetki kuralının uygulanması gerektiği, bu nedenle uyuşmazlığa bakmakla yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Bandırma Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

B. Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.09.2023 Tarihli ve 2023/276 Esas, 2023/298 Karar Sayılı Kararı

Somut olayda, davacının istemi danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan para alacağı olduğuna göre para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğu, davacının ikametgahı İstanbul olup, davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı kendi yerleşim yerinin bulunduğu İstanbul'da açarak yetkili mahkemeyi seçmiş olduğu, bu nedenle davanın İstanbul 29. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

II. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacak davasında yetkili mahkemenin belirlenmesi istemine ilişkindir.

B. İlgili Hukuk

1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir.

2. 6100 sayılı Kanun’un “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir:

“Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”

3. 6100 sayılı Kanun’un “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinin şöyledir: “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.”

7. 6100 sayılı Kanun'un “Yetki sözleşmesi” başlıklı 17 nci maddesi şöyledir:

“Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) “İfa yeri” başlıklı 89 uncu maddesi şöyledir:

“Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;

1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,

2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,

3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.

Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.”

C. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanun'un 10 uncu maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.

2. Dosya kapsamından, davacı vekilinin dava dilekçesi ile birlikte davacının serbest mali müşavir olarak çalıştığını, karşı tarafla arasında 01.12.2017 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, davacı iş bu sözleşme uyarınca sigorta teşviklerini incelemek, raporlamak ve yapılan incelemeler neticesinde güncel ve geçmişe yönelik teşviklerin hangilerinden yararlanılacağı hususunda danışmanlık hizmeti verdiğini, davalı şirketin, müvekkiline gönderdiği yazı ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davacının sözleşme hükümleri uyarınca üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek teşvik raporunu firmaya gönderdiğini, davalı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu e-bildirge giriş şifrelerini değiştirmesi nedeniyle hizmetin verildiği Temmuz 2019 dönemi için müvekkilinin hak edişini Sosyal Güvenlik Kurumu sistemine giremediğinden, alacağı için makbuz düzenleyemediğini, davalı şirketin, davacının hak edişini ödemekle yükümlü olduğunu, davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeye hazır olduğunu her şartta dile getirdiğini, davalı taraf sözleşmenin hem beşinci maddesine hem de sekizinci maddesine uymadığından Ağustos 2019 ve Eylül 2019 teşviklerinden elde edilen yararın, sözleşme hükümleri gereği davacıya ödenmesi gerektiğini, davalı şirketin akdettiği sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle kötü niyetli davrandığını, bu nedenlerle şimdilik 3.000 TL alacağın tahsilini talep ettiği, davalı vekilinin ise taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hukuki bir yararı olmadığını, davacı tarafın verdiği hizmet bedelinin kendisine ödendiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, bu hali ile taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunun itilafsız olduğu anlaşılmaktadır.

3. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan Danışmanlık Sözleşmesinin 11 inci maddesinde tarafların sözleşmenin yorumu ve uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlıkta İstanbul Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olacağını kabul ettikleri kararlaştırılmıştır. Dava, 6100 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra, 26.02.2020 tarihinde açılmış olup, sözleşmedeki yetki şartının geçerli olup olmadığı 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenecektir. Söz konusu Kanun'un Yetki Sözleşmesi başlıklı 17 nci maddesinde "tacirler ve kamu tüzel kişilerinin" sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Düzenleme ile gerçek kişilerin korunması amaçlanmış, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki gerçek kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları kabul edilmemiştir.

4. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.

5. Somut olayda, dosya kapsamından davacının tacir olmadığı anlaşıldığından sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçerli olmadığı, dava tarihi itibarıyla yerleşim yeri Gaziosmanpaşa/İstanbul olan davacının davayı yetkisiz İstanbul Mahkemelerinde açtığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca seçme hakkı davalıya geçmiş ve davalı vekilince de süresinde ve usulüne uygun olarak yerleşim yerinin bulunduğu yer olan Bandırma Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin itirazında bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.