"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1150 Esas, 2023/2899 Karar
DAVA TARİHİ: 18.09.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/82 Esas, 2022/599 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ..., ... 590 parsel ( yeni 1322 ada 25 parsel) sayılı taşınmazın 6.732,30 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davaya konu taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, rapora karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, net gelir hesabı yapılırken ilgili ürüne dair son 5 yıla ilişkin verim ortalamasının alınması ve ürün fiyatının ise ürünün toptan satış fiyatı olması gerektiğini, üretim masraflarının kalem kalem açıklanmadığını, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınmış olmasının doğru olmadığını; ayrıca raporda, sulamanın taşınmazın tamamında yapılıp yapılmadığının, her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığının ve sulama yönteminin tespitine yer verilmediğini, % 100 oranında uygulanan objektif değer artış oranının da çok yüksek olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkı nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer düşüklüğü oranının daha yüksek olması gerektiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışından söz edilemeyeceğini, değer azalışı oranının hatalı belirlendiğini, muhdesat bedelinin de yüksek hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde % 500 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olup taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, gerekçeli kararda fiili taksim yapılan paylı mülkiyete tabi taşınmazda her iki davalı yönünden farklı miktarda kamulaştırma yapıldığı belirtilmesine rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında hangi müvekkilin payından ne miktarda (kaç metrekare) kamulaştırma yapıldığının belirtilmemiş olmasının da başlı başına eksik ve hatalı olduğunu, kararın infazında tereddüt yaratacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kısmen sulu tarım arazisi, kısmen kapama zeytin bahçesi niteliğindeki davaya konu taşınmaza 2019 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri esas alınarak gelir metoduna göre değer biçilmesinde, taşınmazın konumu ve niteliklerine uygun objektif değer artışı uygulanmasında, kamulaştırma nedeniyle taşınmazda oluşan değişim ve taşınmaz bütünlüğündeki bozulma dikkate alındığında kalan kısımda değer azalışı oluştuğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediği; her ne kadar davalı vekilince 1321 ada 27 parsel sayılı taşınmaza %500 oranında objektif değer artışı uygulandığı ileri sürülerek objektif değer artış oranına itiraz edilmiş ise de söz konusu taşınmazın Aliağa Organize Sanayi Bölgesine çok yakın konumda olduğu, dava konusu taşınmazın farklı konumda bulunduğu anlaşıldığından bu itirazın yerinde görülmediği gerekçesiyle, taraf vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kısmen kapama zeytinlik, kısmen sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranı yerindedir.
4. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı öncesi İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan 523.310,38 TL' kamulaştırma bedelinin davalılara tapudaki hisseleri oranında (1/2'şer) ödenmesine karar verildiği, kaldırma kararı sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda; toplam kamulaştırma bedelinin 686.938,73 TL olarak tespit edilip, bu durumda 180.230,14 TL bedelin depo ettirilerek davalı ...'ye ödenmesi, kaldırma kararı öncesi davalı ...'ye fazladan ödenen 16.601,79 TL'nin ise davacı idareye iadesi gerektiği belirtildiği halde, raporda yapılan hesaplamaya aykırı olacak şekilde Mahkemece resen yapılan hesaplama sonucu, davalı ... lehine daha fazla, davalı ... lehine daha az kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
7. İadesine karar verilen bedelin açıkça hangi davalıdan tahsil edileceğine ilişkin hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
8. Dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydı iptal edilmeden davacı idare adına tesciline karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesinin kararının hüküm fıkrasının;
a) (1) numaralı bendinde yer alan " ifrazı " kelimelerinden sonra gelmek üzere " suretiyle davalılar adına olan tapu kaydının iptali " ifadesinin yazılması,
b) (3) numaralı bendinin hükümden çıkartılması, yerine "Tespit edilen toplam 686.938,73 TL kamulaştırma bedelinden 438.803,48 TL acele el koyma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle tespit ve depo edilen 248.135,25 TL fark kamulaştırma bedelinin, 25.651,66 TL'sinin davalı ...'e; 222.483,59 TL'sinin davalı ...'a kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde işlemiş faizi ve tüm nemalarıyla birlikte derhal ödenmesine," cümlesinin yazılması,
c) (4) numaralı bendinin hükümden çıkartılması, yerine " Fazla depo edilen 16.601,79 TL'nin davalı ... tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte işbu davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine," cümlesinin yazılması
d) (5) ve (6) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılması, yerine " İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile tespit ve depo ettirilen bedelden davalı ...'a ödenmesine karar verilen 42.253,45 TL ile davalı ...'e ödenmesine karar verilen 25.651,66 TL'ye davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 19.01.2020 tarihinden ilk karar tarihi olan 06.07.2021 tarihine kadar; son kararı ile tespit ve depo ettirilip davalı ...'ye ödenmesine karar verilen 180.230,14 TL'nin 163.628,35 TL'sine 19.01.2020 tarihinden son karar tarihi olan 25.11.2022 tarihine kadar, bakiye 16.601,79 TL'ye ise 19.01.2020 tarihinden Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin karar tarihi olan 28.05.2024 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.