Logo

5. Hukuk Dairesi2024/288 E. 2024/6042 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el atma yoluyla dava konusu taşınmazın tamamının fiili kullanımına son vermesi nedeniyle, taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin taşınmazın bedelini belirleme yönteminde bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atma ile fiilen yol olarak kullanıldığından davacıya bedelinin ödenmesi gerektiği, davalı idare adına tescile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI: 2022/1902 Esas, 2023/1746 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN.

DAVA TARİHİ: 05.07.2019

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/257 Esas, 2022/243 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile ilk davada saklı tutulan kısma ilişkin birleştirilen davada İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; müvekkilinin ... Mahallesi 722 parsel sayılı taşınmazda davalı idarece kamulaştırma yapıldığını ve taşınmazın kamulaştırma nedeniyle ifrazı ile kamulaştırılan kısmın yola ayrıldıktan sonra kalan 3995 parsel sayılı 9.097,43 m²lik kısmın müvekkili adına tescil edildiğini, tescil edilen bu taşınmazın karayolu sebebiyle döner kavşak içine alındığını ve tamamen kullanılamaz hâle geldiğini belirterek asıl davada kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin, birleştirilen davada ise ilk davada saklı tutulan kısmın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ve tescile karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın uygulama imar planı içinde, belediye sınırları içinde bulunduğu, meskun alanda kaldığı ve belediye hizmetlerinden yararlandığı, bu nedenle arsa niteliğinde olduğu anlaşılmış olup emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmadığı, istinaf itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmış, ancak dava konusu taşınmaz idare tarafından fiilen yol olarak el atılan alan olmayıp, kamulaştırmadan arta kalan yer olduğundan taşınmazın davalı idare adına tescili ile yetinilmesi gerekirken, terkin kararı verilmesi hatalı olduğundan düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak değer biçilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.