"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 1997/103 Esas, 1998/278 Karar
DAVA TARİHİ: 02.04.1997
KARAR : Ret
TAVZİH İSTEYEN: Davacı idare vekili
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı temyiz edilmeksizin 05.01.1999 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı idare vekili 06.04.2023 tarihli tavzih dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ..., eski 602 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 1997 yılı imar uygulaması ile 1157 ada 175 parsel ve nihayetinde ... ili, ..., ...Mahallesi 2748 ada 5 parselde kayıtlı bulunan 1.344 m² yüz ölçümlü, ... adına kayıtlı taşınmazın ifrazen 240 m²lik kısmının Sümer Holding Anonim Şirketi tarafından kamulaştırıldığını, verilen tescil kararıyla davaya konu taşınmazın 240 m²lik hisseye ait mülkiyetinin müvekkili şirkete geçtiğini, davalılara intikal eden 1.344,00 m²lik kısmın %44,99981 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi ile son halde 2748 ada 5 parselde bulunan taşınmaz olarak ellerinde 738,76 m² kaldığını, esasen 607,31 m² olması gerekirken şu an adlarına tescilli arsa büyüklüğünün 738,76 m² olduğunu, 131,45 m² fazladan yere sahip olduklarını, tavzih kararı ile 131,45 m² yönünden davalılar adına kayıtlı taşınmaz tapusunun ifrazen müvekkili adına kayıt ve tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın tavzih edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 26.09.2023 tarihli ek karar ile tavzih isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Temyiz istemi, tescile ilişkin tavzih isteminin reddine yönelik Mahkemenin 26.09.2023 tarihli ek kararına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305 inci maddesinin ikinci fıkrasının ''Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.'' hükmü gözetildiğinde hükmü değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesinin usul ve kanuna uygun olmayacağı anlaşıldığından tavzih talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkemece verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükmüne uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkemece verilen 26.09.2023 tarihli usul ve kanuna uygun ek kararın ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.