Logo

5. Hukuk Dairesi2024/366 E. 2025/559 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İptal edilen idari işlemlere dayanılarak açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararıyla iptal edilen idari işlemlere dayanılarak açılan kamulaştırma davasında, iptal kararının davaya konu taşınmaz maliklerini kapsamaması ve 2942 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereği açılan davaların sonuçlarının dava açmayanları etkilemeyeceği gözetilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/295 Esas, 2023/156 Karar

DAVA TARİHİ : 08.11.2013

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.01.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü temyiz eden davacı idare vekili Avukat ...gelmiş, aleyhine temyiz olunan davalı vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili, Yayladere ilçesi, Çayağzı köyü 106 ada 94, 68, 42, 46 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırılan kısımlarının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.01.2015 tarihli ve 2013/718 Esas, 2015/105 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 09.01.2015 tarihli ve 2013/718 Esas, 2015/105 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; sulu tarım arazisi niteliğindeki 106 ada 42 ve 46 parsel sayılı taşınmazların değeri belirlenirken niteliği, konumu ve yüzölçümüne göre % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken bu oranın % 5 olarak kabulü ile az bedel tespiti hatalı olduğu gibi davacı idare tarafından acele el koyma kararı ile fazla bloke edilen bedelden tespit edilen kamulaştırma bedelinin mahsubu ile davacı idareye iade edilecek miktara faiz işletilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığından ve acele kamulaştırma dosyasında 106 ada 46 parsel sayılı taşınmazın üzerinde samanlık, ahır, ihtilat duvarı ve tel çit bulunduğu belirlendiği hâlde, hükme esas raporda bunlar yönünden değerlendirme yapılmadığı dikkate alındığında bu husustaki çelişki giderilmeden eksik inceleme sonucu hüküm kurulması yerinde bulunmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/95 Esas, 2020/324 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/95 Esas, 2020/324 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma ilamında acele kamulaştırma dosyasında 106 ada 46 parsel sayılı taşınmazın üzerinde samanlık, ahır, ihtilat duvarı ve tel çit bulunduğu belirlendiği hâlde, hükme esas raporda bunlar yönünden değerlendirme yapılmadığı dikkate alındığında bu husustaki çelişki giderilmeden eksik inceleme sonucu hüküm kurulması yönünden bozulmasına karar verildiği halde; bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu 46 parsel sayılı taşınmaz üzerinde var olduğu ileri sürülen samanlık ve ahır yönünden değerlendirme yapılıp çelişkinin giderilmeden hüküm kurulmuş olması hatalı olduğundan ve 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinde belirtilen “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 21.06.2023 tarihli ve 2021/295 Esas, 2023/156 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ilk karar ile tescile ilişkin hükmün kesinleştiğini, son kararda dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile yeniden davalı adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi ve 14 üncü maddesinin son fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mahkemece Pembelik HES barajı kamulaştırma alanında kalan dava konusu taşınmazların acele kamulaştırılmasına dayanak Bakanlar Kurulunun 18.06.2012 tarihli ve 2012/3321 sayılı kararı ile 30.07.2012 tarihli ve 2012/3506 sayılı kararı ve bu karar dayanak yapılarak alınan EPDK’nın 15.08.2012 tarihli ve 3977-11 sayılı kararı ile 2.08.2012 tarihli ve 3959-5 sayılı kararı ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08.10.2015 tarihli ve 2015/3528 Esas, 2015/3370 Karar sayılı kararı ile kesin olarak iptallerine karar verildiği ve kamulaştırma işleminin hukuki dayanaktan yoksun kaldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08.10.2015 tarihli ve 2015/3528 Esas, 2015/3370 Karar sayılı kararı incelendiğinde ilgili işlemlerin iptalini talep eden davacıların, eldeki kamulaştırma bedel tespit tescil davasında davalı olan tapu malikleri ile farklı kişiler olduğu anlaşılmıştır.

4. Bu durumda 2942 sayılı Kanun’un 14 ncü maddesinin son fıkrasında belirtilen “Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez” hükmü uyarınca eldeki davada işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA,

Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye ödenmesine,

14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.