"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1097 Esas, 2023/1856 Karar
DAVA TARİHİ: 14.11.2016
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/196 Esas, 2023/89 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ...Mahallesi 247 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, kıymetli bir konumda bulunduğunu, bedelin tespitine etkili objektif unsurların dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; faizin bitiş tarihinin hatalı hesaplandığını, ayrıca ilk karara istinaden 110.389,60 TL faiz tutarının da kamulaştırma bedelinin depo edildiği davalı hesabına yatırıldığını; ancak faizin fazla depo edilmiş olduğunu, kamulaştırma bedelinin fahiş belirlendiğini, yapı ve ağaç bedellerinin de fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza emsallerine göre düşük bedel belirlendiğini, m² birim değerleri arasındaki çelişkinin giderilmediğini, emsallerinin dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma ve iade kararından sonra Mahkemece keşif yapılarak, bilirkişi heyetinden 15.10.2022 tarihli ek rapor alındığını, raporda Dairenin kaldırma ve iade kararında sözü edilen Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan 2016/232 Esas, 2017/127 Karar sayılı davada, davaya konu olan parselin değeri olarak belirlenen 345,00TL/m² ile bu davada davaya konu olan taşınmazın 14.11.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla belirlenen 385,00TL/m² fiyatını karşılaştırmış ve sonuç olarak dava konusu taşınmazın metrekare fiyatının 310,00TL olması gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, dava konusu taşınmazın konum ve niteliğine göre belirlenen bedelin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, yapı ve ağaç bedelinin tespitinin doğru olduğunu ve Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın zeminine arsa niteliği ile değer biçilmesinde, aynı bölgeden Dairimize intikal eden ve denetimden geçen dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmediği gibi, üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesi de yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında ödenmesi hüküm altına alınmış olan 261.337,21 TL bedele ilk karar tarihine kadar, fark 239.942,79 TL bedele ise ikinci karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerekirken, bedelin tamamına ikinci karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davalı idarece 110.389,60 TL faiz bedeli depo edilmiş olduğundan, bu bedelin ödenecek faiz bedelinden mahsubu ile bakiye bedel kalması halinde davacı idareye varsa işlemiş neması ile birlikte iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin çıkartılması, yerine “ Dava 4 ay içerisinde sonuçlandırılamadığından ilk kararda ödenmesine karar verilmiş olan 261.337,21 TL bedele 14.03.2017 tarihinden ilk karar tarihi olan 05.04.2019 tarihine kadar, fark 239.942,79 TL bedele ise 14.03.2017 tarihinden ikinci karar tarihi olan 31.03.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, davalı idarece 110.389,60 TL faiz bedeli olarak depo edilmiş olduğundan, bu bedelin ödenecek faiz bedelinden mahsubu ile bakiye bedel kalması halinde davacı idareye varsa işlemiş neması ile birlikte iadesine,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.