"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/4658 Esas, 2024/392 Karar
DAVA TARİHİ : 06.12.2022
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/687 Esas, 2023/335 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ..., Deniş Mahallesi 620 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kurumca belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, üzerinde davalının yaşadığı konut bulunduğunu, bakkal ve kahvehane olarak işletilen işyeri ve müştemilatın bulunduğunu, yapıların da bedele dahil edilmesi gerektiğini, taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi halinde sulu tarım arazisi olduğunu ve üzerinde yılda iki çeşit ürün yetiştirilebildiğinin değerlendirilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin yüksek hesaplandığını, idarenin kıymet takdir raporuyla bilirkişi raporu arasında fahiş fark olduğunu, emsalin farklı mahallede olduğunu ve çok daha değerli olduğunu, taşınmazın üzerindeki muhdesat ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın dağlık ve engebeli bir yerde bulunduğunu, ağaç bedelleri belirlenirken masraf düşülmediğini, yapıların bedel tespitinin hatalı olduğunu, idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu, davanın seri dava olması sebebiyle davalı yararına vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların bedelinin düşük hesaplandığını, üzerindeki yapılara düşük bedel biçildiğini, Yapı Yaklaşık Maliyet Cetvelindeki metrekare birim değerlerinin dava tarihine endekslenmesi gerektiğini, yıpranma oranlarının düşük hesaplandığını, davanın seri dava olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın imar planı bulunmadığı, kırsal yerleşim alanında kaldığı, belediye hizmetlerinden yararlandığı anlaşılmış olup, 6360 sayılı Kanun'un 1 nci maddesi ile Manisa Büyükşehir Belediyesinin kurulduğu ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak mahalleye dönüştükleri ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ..., Eğnez Mahallesinde bulunan taşınmaza ilişkin 2022/8631 Esas sayılı bozma kararı dikkate alındığında, taşınmazın arsa niteliğinde kabulünün yerinde bulunduğu, dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 nci maddesine uygun şekilde %45 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının doğru olduğu, taşınmazın üzerindeki yapılara, dava tarihi itibarıyla yayımlanmış bulunan 2022/3 dönem Yapı Yaklaşık Maliyet Cetveli esas alınıp, bilirkişi raporuna ekli fotoğraflarda belirli yaş ve özelliklerine uygun oranda yıpranma payı düşülerek, ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına uygun maktu değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu; ancak taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı idareye aidiyetine dair hüküm kurulmamış olması ve eldeki dosyanın seri davalardan olması sebebiyle karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi'nin 22 nci maddesi uyarınca maktu vekâlet ücretinin %50'si oranında, davalı lehine vekâlet ücreti takdiri gerekirken tam vekâlet ücreti takdir edilmesi yerinde görülmediğinden; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile hükmün bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya aynı Kanun'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesideğer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.