"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2022/2056 Esas, 2023/2588 Karar
DAVA TARİHİ: 16.05.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Beykoz 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/118 Esas, 2022/29 Karar
Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu...köyü 206 parsel sayılı 31.200,00 m² alanlı taşınmazın ihale yolu ile satın alındığını, tapu kaydında gerek orman gerekse herhangi bir takyidat görünmediğini, daha sonra Orman idaresi tarafından açılan dava sonucunda, taşınmazın 17.224,07 m²lik kısmının orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiği ve ilgili kararın kesinleştiğini, tapu kaydına güvenerek taşınmazın satın alındığını, bu nedenle uğramış olduğu zararın davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idareler vekili cevap dilekçesinde özetle; Adalet Bakanlığı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Maliye Bakanlığı yönünden ise davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, sorumlu idarenin Orman Genel Müdürlüğü olduğunu, orman şerhinin bilinerek taşınmazın satın alındığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın...r Memba Suları ve Gıda Sanayi A.Ş'ye ait olduğunu, anılan şirket üzerine kayıtlı iken taşınmazın tapu kaydına 16.03.1995 tarihinde 438 yevmiye ile “kısmen ormanda kalmaktadır” şerhi verildiğini, şirketin taşınmazın mülkiyetinin herhangi bir şerh mevcut değil iken iktisap etmiş olduğunu, şirketin iflas ettiğini ve tasfiye edilerek tüzel kişiliğinin sona ermiş olduğunu, taşınmazın davacı tarafından 06.02.2004 tarihinde ihale ile satın alındığını, satın alınmadan sonra da 17.224,07 m²sinin 10.05.2016 tarihinde kesinleşen mahkteme kararı ile orman niteliği ile Hazine adına tescil edildiğini, emsal Anayasa Mahkemesi kararının dikkate alınmadığını, taşınmazın müvekkil adına tapuya kayıtlı iken bir kısmının tapusunun iptal edilmesi nedeniyle tazminat hakkının oluştuğunu, eski tapu maliki adına tüzel kişiliği sona ermiş olması nedeniyle dava açılamayacağını, tazminat şartlarının oluşmuş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ... köyü 206 parsel sayılı 31.200.00 m² yüzölçümlü taşınmaz...r Membaa Suları ve Gıda A.Ş adına kayıtlı iken söz konusu şirketin iflas etmesi sonucu İstanbul 3. İflas Müdürlüğünün 1999/18 sayılı dosyası üzerinden taşınmazın satışına karar verildiği, davacının 06.02.2004 tarihinde ihale bedelini ödeyerek taşınmazı iktisap ettiği, taşınmaz davacı üzerine kayıtlı iken orman idaresi tarafından açılan tapu iptal davası sonucu Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/442 Esas, 2014/285 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın kısmen orman olduğu gerekçesiyle 17.224,07 m²sinin iptaline karar verildiği, hükmün Yargıtay aşamasından geçerek 10.05.2016 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 31.200.00 m² yüz ölçüm üzerinden ihale yapılmasına rağmen sonradan mahkeme kararı ile iptaline karar verilmesi sebebiyle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci addesine dayalı olarak eldeki davanın açıldığı, davacının...3. İcra Müdürlüğünün 1999/18 Esas sayılı iflas dosyası üzerinde yapılan ihale sonucu 06.02.2004 tarihinde taşınmazı iktisap etmiş olup, taşınmazın tapu kaydında 16.03.1995 tarihli orman şerhinin bulunduğu, ihale şartnamesinde ve kıymet takdiri raporunda tapu kaydındaki şerhlerin yer aldığı, taşınmazın kıymet takdirinin orman sınırında kalan kısım düşüldükten sonra 15.836.00 m² yüzölçüm üzerinden yapıldığı, davacının orman şerhini bilerek ve kıymet takdirindeki bedeli de kabul ederek taşınmazı iktisap ettiği, kaldı ki davacının müflis şirketin eski ortağı olup tapu kaydındaki orman şerhini bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının iyiniyetli olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davacının iflas etmiş olan şirketin ortaklarından olduğunu ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın tapu kaydına kısmen orman olduğuna dair şerhin, 16.03.1995 tarihinde konulduğu, malik olan şirketin iflası nedeniyle, taşınmazın ihale yoluyla satıldığı, şirketin ortaklarından olan davacının ihale yolu ile taşınmazı 06.02.2004 tarihinde satın aldığı ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından 02.09.2013 tarihinde açılan dava sonucu, taşınmazın 17.224,07 m²lik kısmının iptaline karar verildiği, kararın 10.05.2016 tarihinde kesinleştiği ve davacının 16.05.2018 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
3. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın tapu kaydına 16.03.1995 tarihli ve 438 yevmiye numaralı işlem ile kısmen orman olduğuna dair şerhin konulduğu, ihale ilanında taşınmazın orman şerhi nedeniyle 15.836,00 m²sinin rayiç bedelinin tespit edilmiş olduğunun yazılı olduğu, bu itibarla iflas eden şirketin ortaklarından olan davacının, taşınmazı üzerindeki şerhin getirdiği yükümlülük ile birlikte satın aldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.