"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1554 Esas, 2024/340 Karar
DAVA TARİHİ : 21.09.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/331 Esas, 2022/136 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, ecrimisil istemi yönünden davanın geri alınması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., Pirimehmet Paşa Mahallesi 11 ada 54 parsel (yeni Mimarsinan Mahallesi 5315 ada 1 parsel) sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yol yapılmak suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle müdahalenin meni ve kal'i istemiyle açılan davanın kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararı gereği dava konusu taşınmaz üzerindeki yolun kaldırıldığını, müdahalenin sonlandırıldığını, altyapı kurum ve kuruluşları ile hatlarını deplase etmeleri için gerekli yazışmaların yapıldığını, dolayısıyla davalı idare tarafından dava konusu taşınmaza herhangi bir el atma durumunun söz konusu olmadığını, davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte haksız işgal tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline, ecrimisil istemi yönünden davanın geri alınması ve davalı idarenin de buna muvafakat etmesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığına yönelik iddianın gerçeği yansıtmadığını, davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğini, husumetin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, rapora karşı itirazlarının karşılanmadığını, değerlendirmeye esas alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığı gibi emsal karşılaştırmasının da hatalı yapıldığını, hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, dava konusu taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, taşınmazın el atmadan arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alınarak bedeline hükmedilmesinin doğru olduğu, tazminat bedelinin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukuka uygun olduğu, davalı idare vekilinin rapora karşı itirazlarının alınan ek rapor ile karşılandığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4 . 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi .
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişisi raporuna göre, dava konusu taşınmaza kısmen yol yapılmak suretiyle davalı idarece fiilen el atıldığı, fiilen el atılmayan bölümün mevcut imar planına göre yapılaşma şartlarını sağlamadığı anlaşıldığından, taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden alınması gereken 3.040,00 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 1.169,40 TL harcın mahsubu ile kalan 1.870,60 TL harcın alınarak hazineye irat kaydına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.