"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2710 Esas, 2023/2008 Karar
DAVA TARİHİ : 30.11.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/69 Esas, 2022/446 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Gaziantep ili, ...... Mahallesi 111 ada 2222 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, fiilen kullanıldığını, bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza idarelerinin kamulaştırmasız el atması olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini, kamulaştırmasız el atmanın tespiti halinde ise taşınmazın müvekkili idare adına tapuya tesciline karar verilmesini, davanın devam süresince, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki hakkını kısıtlamak üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1010 uncu maddesine göre tasarruf yetkisi kısıtlama şerhinin tapu kütüğüne işlenmesini, talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; aleyhlerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının hakkaniyete hukuka aykırı olduğunu, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen belediye aleyhine yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, el atmadan sorumlu Belediyenin... Belediyesi olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama devam ederken... Belediye Başkanlığının 11.04.2018 tarihli ve 1127 sayılı Encümen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerinde imar uygulaması ile şuyulandırma yapıldığı, dava konusu İbrahimli Mahallesi 111 ada 2222 parsel sayılı taşınmazın Şehirgösteren Mahallesi 2421 ada 11 parsel sayılı taşınmaz olarak tapu maliki davacı adına tescil edildiği, imar uygulaması ile dava konusu taşınmazın yerinin değiştiği, tarafların beyanına göre taşınmazın yeni yerinde herhangi bir kamulaştırmasız el atma bulunmadığının anlaşıldığı ve taraflar arasında bu hususta ihtilaf bulunmadığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, davanın açıldığı tarihte davalı idarenin taşınmaza kamulaştırma yapmaksızın el attığı, yapılan keşif ile el atma tarihinin dava açma tarihine yakın olduğunun tespit edildiği, el atılan yolun yeni açıldığı ve asfatlandığının anlaşıldığı, 25 metre genişliğinde yolun bakım ve sorumluluğunun davalı idare olduğunun tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı tarafın 26.06.2018 tarihli ıslahından sonra dava konusu taşınmazın davalı idarece 14.09.2018 tarihinde imar uygulamasına tabi tutulduğunun bildirildiği ve imar uygulaması sonrası oluşan güncel tapu kayıtlarının dosya arasına alındığı anlaşıldığından, dava açıldığı tarihte davacının haklı olduğu kanaatine varılarak davacı lehine ıslah miktarı gözetilerek nispi vekâlet ücreti ve yargılama gideri verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 269 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
5. 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 1 ve Ek 4 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra fillen el atıldığı ve davacının davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetildiğinde dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı idare aleyhine yargılama giderleri ile davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmaza dava tarihte fiilen el atılmış olup 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 inci maddesinin uygulanması söz konusu olmadığı gibi kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
4. Ne var ki eldeki davada dava açıldıktan sonra el atma sona ermiş olup Mahkemece konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (I) sayılı tarifenin, "Yargı Harçları" başlığı altında düzenlenen "Karar ve ilam harcı" başlıklı III. kısmının birinci fıkrasının (a) bendinde, "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden" tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı düzenlendiği hususu birlikte gözetildiğinde, Mahkemece esas hakkında karar verilmediğinden maktu karar ve ilam harcı alınması doğrudur. Ancak; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının maktu harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şeklî olarak esastan reddine karar verildikten sonra istinaf karar ve ilam harcının nispi alınmasına karar verilmesi hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni gereği Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; harca ilişkin (2) numaralı bendin hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “2-Alınması gereken 738,00 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvuru harcı 220,70 TL ve peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile bakiye 436,60 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan temyiz harcının istenildiğinde davalı idareye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.