Logo

5. Hukuk Dairesi2024/4963 E. 2024/10519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3. maddenin derdest davalara uygulanmasını öngören geçici 15. maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı uyarınca davanın açıldığı tarihteki koşulların dikkate alınması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesince yapılan emsal değerlendirmesine göre belirlenen bedelin tahsiline ve kesinleşmiş davacı payları dışındaki davacıların payları da dikkate alınarak bedelin ve vekalet ücretinin yeniden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/1001 Esas, 2024/12 Karar

DAVA TARİHİ : 31.01.2018

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin İstanbul ili, ..., kök 1062 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davacılardan ... ve murisin ölü oğlu ...'nın taşınmazda ayrıca kendi adlarına da hisse sahibi olduklarını, davalı kurum tarafından dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığını beyan ederek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan kuruluş Trakya Doğalgaz Boru Hattı güzergahında kalan dava konusu taşınmaz hakkında Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 26.02.1987 tarihli ve 352/2 sayısı ile kamulaştırma kararı alındığını ve akabinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu (2942 sayılı Kanun) çerçevesinde kıymet takdir komisyonu oluşturularak belirlenen kamulaştırma bedelinin 11.05.1987 tarihinde Büyükçekmece Ziraat Bankasına yatırıldığını, dava konusu taşınmazın tescilinin rızaen yapılmış olduğunu ve kamulaştırma bedelinin Ziraat Bankası Büyükçekmece Şubesine yatırıldığını, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasından yaklaşık 30 yıl sonra kamulaştırmanın usulüne uygun olmadığı ve kamulaştırmadan haberdar olmadıklarını, bedelin kendilerine ödenmediği ileri sürülerek, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılmasının iyi niyet ilkeleri ile bağdaşmadığını beyan ederek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.06.2021 tarihli ve 2020/439 Esas, 2021/409 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2021 tarihli ve 2021/1326 Esas, 2021/1275 Karar sayılı kararı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2021 tarihli ve 2021/1326 Esas, 2021/1275 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 ve 22 nci maddeleri ile Eklenen Ek Madde 3 geçici 15 ve 17 nci maddeleri uyarınca rapor alınması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2024 tarihli ve 2022/1001 Esas, 2024/12 Karar sayılı kararı ile Yargıtay bozma kararında Ek Madde 3 hükmü uygulanarak yeniden karar verilmesi için Mahkeme kararı bozulmuş ve bu karara uyulmuş ise de Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli iptal kararı ve davanın açılış tarihi dikkate alındığında artık Ek Madde 3 hükmü uygulanması gereğinin ortadan kalktığı anlaşılmakla, kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen 17.07.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle;belirlenen bedelin düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bir kısım davalılar yönünden kararın kesinleştirilmesinin hatalı olduğunu kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü, Geçici 15 ve 17 nci maddeleri.

5. 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16.11.2022 tarihli 7421sayılı Kanun' un dördüncü maddesi ile Yapılan Değişiklik Sonrası Eklenen Ek Fıkra ile Birlikte Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı İptal Kararı ile geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi iptal edilmiştir.

6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu İstanbul ili, ..., Esenyurt köyü, 2.500,00 m² yüzölçümlü, 1062 parsel sayılı taşınmazın 1.819,00 m²'lik kısmının Trakya Doğalgaz Boru Hattı güzergahında kalması nedeniyle davalı idare tarafından 1987 yılında kamulaştırıldığı, kamulaştırma tarihindeki maliklere tebliğ işleminin ilan yolu ile yapıldığı ve kamulaştırma bedelinin ilgili bankaya bloke edilmesini müteakiben, Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/79 Esas, 1988/138 Karar sayılı ilamı ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca kamulaştırılan bölümün Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.

3. 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 3' ün derdest davalara uygulanacağına ilişkin özel düzenleme ihtiva eden 2942 sayılı Kanun'un Geçici 15 inci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2021 tarihli ve 2018(21)/10-948 Esas, 2021/416 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır; çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usuli kazanılmış hak” ya da “usuli müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulü kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmakta olup, ayrıca Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Bu istinalardan birisi de bir kanun hükmü Anayasa Mahkemesince iptal edilirse iptal edilen kanun hükmü usuli kazanılmış hakka aykırı olsa bile uygulanacak öncelik usuli kazanılmış hakta değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında olacaktır.

5. Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları da nazara alınarak arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin tespit edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

6.Mahkemece verilen bozma ilamı öncesi kararın davacılar , ... ....,....,..., .....,...,...,...,...,...., ... ...,...,...,...,.. payları yönünden kesin olduğundan bahisle mahkemece kesinleşme şerhi düzenlendiği ve şerhe istinaden davacılar vekilince icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.

7. Mahkemece verilen son kararda haklarında kesinleşme şerhi düzenlenen davacıların ad ve soyadı karar başlığında yazılmamış ise de bu davacıların paylarının da hesaplamaya dahil edilerek toplam bedel belirlenmesi ve bu bedel üzerinden davalı idare aleyhine vekâlet ücreti takdir edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.

8. Dava konusu taşınmazın Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/79 Esas, 1988/138 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca Hazine adına tescil edildiği hâlde, taşınmaz üzerinde davalı idare lehine irtifak hakkı tesisine karar verilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının,

a)(1) numaralı bendinden “el atma bedelinin 2.364.700,00 TL olduğunun tespitine, belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara tapudaki payları oranında ödenmesine,” ibaresinin çıkartılması, yerine “ Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... mirasçıları ..., ..., ..., paylarına isabet eden toplam 1.379.408.34 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen bu davacılara 17.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen payları oranında ödenmesine”cümlesinin yazılması,

b) (9) numaralı bendinden "256.235.00" sayısının çıkartılması, yerine “181.734.88” sayısının yazılmasına,

c) (2) numaralı bendinin tümüyle çıkartılması, kalan bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.