Logo

5. Hukuk Dairesi2024/497 E. 2024/6652 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, bedelin ödenme şekline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesinin sekizinci fıkrasının iptal edilen kısımları gözetilerek, kamulaştırma bedelinin kalan kısmının üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılarak ödenmesine ilişkin hükmün kaldırılıp bedelin tamamının derhal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/5 Esas, 2023/2184 Karar

DAVA TARİHİ: 03.09.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/674 Esas, 2020/126 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle... köyü 358 ada 185 ve 347 ada 19 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazlar kuru tarım arazisi olmasına rağmen kapitalizasyon faiz oranın %5 olarak alınmasının hatalı olduğunu, taşınmazların sulu tarım arazisi olarak değerlendirilmesi halinde ise sulama masraflarının net gelir hesabından düşülmesi gerektiğini, üretim giderlerinin brüt gelirinin 1/3'ünden fazla olamayacağı yönündeki görüşün yanlış olduğunu, hükme esas bilirkişi raporunda; üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ünden fazla olmaması gerektiği kanaatiyle değerlendirme yapıldığını, objektif değer artış oranının %20 olarak alınması hatalı olup bozmayı gerektirdiğini, lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazisi vasfındaki taşınmazların 2942 sayılı Kanun'da öngörülen zirai net gelir yöntemine uygun şekilde değer biçen bilirkişi kurul raporuna dayanılarak hüküm kurulmasında, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışı bulunmamasına, uygulanan kapitalizasyon faiz oranının yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun oluşuna, taşınmazların kuru tarım arazisi olarak kabulünde bilirkişi kurul raporundaki değerlendirmelerin denetime elverişli ve yeterli bulunuşuna göre İlk Derece Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.05.2019 tarihli ve 2019/5-241 Esas, 2019/560 karar sayılı kararında yapılan belirlemelere göre değerlendirme yapıldığında, davanın niteliği ve mahiyetine göre davacı idare yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara net gelir metoduna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Buna karşın; Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere ”bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi yerinde değildir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (5) numaralı bendinden " 3' er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına, bu konuda ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, bu bedelin ileride kamulaştırma bedelin kesinleşmesinden sonra davalıya işlemiş faiziyle ödenmesine," cümlesi çıkartılarak yerine “67.570,14TL bedelin mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal işlemiş nemaları ile birlikte davalıya ödenmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.