Logo

5. Hukuk Dairesi2024/500 E. 2024/5804 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali sebebiyle uğranılan zararın tazmininde, taşınmazlara net gelirine göre değer biçilmesinin ve gerçek bedelinin Hazine'den tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1999 Esas, 2023/1663 Karar

DAVA TARİHİ: 15.04.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/80 Esas, 2022/206 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu...Mahallesi 3408, 2360 ve 2662 parsel yenileme ile Yukarımahalle Mahallesi 1232 ada 146 parsel, 1238 ada 54 parsel ve 1232 ada 81 parsel ) sayılı taşınmazların tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kendilerine husumet yöneltilemeyeceği, davacıların tazminat isteme haklarının olmadığını, dava konusu taşınmazların tapu kaydına orman şerhi konulması sebebi ile tüm sorumluluğun Orman Genel Müdürlüğü üzerinde bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; %20 objektif değer artışının yeterli olmadığını, 2360 parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/23 Esas sayılı dosyasına verilen 01.04.2017 tarihli rapordaki ortofoto haritasında taşınmazın tam ortasından yol geçtiğinin açıkça görüldüğünü, harita bilirkişisi raporunun hatalı ve yetersiz olduğunu, 2360 parsel sayılı taşınmazın aldığı hizmetler, yerleşim merkezlerine, şehir merkezine yakınlığı gelecekteki alması muhtemel hizmetler nazara alındığında arsa olarak nitelendirilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların konumu itibarı ile bu oranlamanın çok düşük olduğunu, yörenin özelliklerine göre bu oranın %50'den aşağı olmaması gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; görev, husumet ve zamanaşımı itirazlarını tekrar ettiklerini, kararda faiz miktarı yönünden yanlış hüküm kurularak ıslahla birlikte toplam alacak miktarının ulaştığı 840.504,12 TL için dava tarihi olan 10.09.2019 tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiğini; ancak dava dilekçesinde talep edilen 1.000 TL için dava tarihi olan 15.04.2021 tarihinden itibaren ıslah edilen alacak miktarı olan 839.504,12 TL için ise ıslah tarihi olan 12.12.2022 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, tazminat talep edilebilmesi için ya sözleşmeye aykırılığın ya haksız bir fiilin yahut sebepsiz zenginleşmenin bulunması gerektiğini, olayda ise bunların hiçbiri söz konusu olmamakla birlikte haksız fiil teşkil eden kamulaştırmasız el atma unsurunun şartlarının dahi oluşmadığını, taşınmazların metrekare rayicinin bilirkişice fahiş olarak belirlendiğini, taşınmazların %30 ila 35 arasında değişen eğimi bulunduğunu, bölgede yapılaşmanın olmadığını, belediye hizmetlerinden yararlanılmayan bir bölge olduğunu, taşınmazlara ulaşım imkânlarının yeterince gelişmediğini, taşınmazın değerinin %20 oranında artırılarak arazi değeri olarak hesaplanan toplam 840.504,12 TL'nin çok yüksek olduğunu, bilirkişi kök ve ek raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu sicilinin tutulmasından devlet sorumlu olup Hazineye husumet yöneltilmesinin doğru olduğunu, davanın adli yargının görev alanına girdiğini, davanın tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi zararın doğması yani tapunun iptali ile başlayacağından zamanaşımının sözkonusu olmadığını bu nedenlerle davalı ... vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde görülmediğini, Mahkemece değerlendirme tarihinin talep doğrultusunda kesinleşme tarihi olarak alınması ve meskun sahada yer almayıp belediye ve alt yapı hizmetlerinden faydalanmadığı anlaşılan taşınmazların tarım arazisi olduğu kabul edilerek net gelir yöntemine göre değer belirlenmesinin doğru olduğunu, taşınmazların özellikleri ve toprak yapısı itibarıyla uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranında da bir isabetsizlik görülmediği gibi 2019 yılı için 54,06 TL olarak hesaplanan metrekare birim fiyatı da bölgenin piyasa rayiçlerine uygun bulunduğunu yine tüm tazminata talep gibi tapu iptal tescil tarihinden faiz işletilmesi de yerinde olduğundan taraf vekillerinin bu yönlere değinen istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu ...Mahallesi 3408, 2360 ve 2662 parsel yenileme ile Yukarımahalle Mahallesi 1232 ada 146 parsel, 1238 ada 54 parsel ve 1232 ada 81 parsel) sayılı taşınmazların Orman idaresi tarafından açılan davalar sonucunda Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/186 Esas, 2019/225 Karar sayılı dosyası ile birleştirilen Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/55 Esas sayılı dosyasında verilmiş olan orman tahdit sınırı içinde kaldıkları gerekçesiyle tamamının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkin kararın istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin 10.09.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.04.2021 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazlara net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.