"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2295 Esas, 2023/1735 Karar
ASIL DAVADA DAVACI
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVALILAR : 1.... vekili Avukat ...
2. ...
ASIL DAVADA DAVALI
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 18.05.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/460 Esas, 2019/419 Karar
Taraflar arasındaki arsa paylarının düzeltilmesi istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Birleştirilen davada davacı ...... vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.01.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü taraf vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; arsa paylarının düzeltilmesini ve düzeltimin tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporunda gayrimenkulün bulunduğu mevkiinin yaklaşık 40 sene önceki konumunu, durumunu ve rayiç değerini tespit etmek teknik olarak mümkün olmamakla birlikte ana yapının içindeki bağımsız bölümlerin konumu, kullanım özellikleri dikkate alınarak heyetçe bağımsız bölümlerin mevcut arsa paylarının uygun olduğu yönünde görüş bildirdikleri anlaşıldığından dosyaya uygun denetime elverişli bilirkişi heyeti raporuna itibar edildiğinde ve dosyada bulunan diğer tüm bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde her iki davada da davacıların davalarını ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davada davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporundaki 1981 yılına ilişkin değer tespiti yapılmamasına ilişkin tespitin yerinde olmadığını, kat mülkiyetinin tesis edildiği tarihteki değerlere varmak için güncel değerlerin o zamanki değerlere göre bir kriterle saptanabileceğini, davalılar ... ve davalı şirketin giderlere eşit oranda katıldığını, raporun bu yönü ile de eksik ve hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına da aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporundaki 1981 yılına ilişkin değer tespiti yapılamamasına ilişkin görüşün yerinde olmadığını, kat mülkiyetinin tesis edildiği tarihteki değerlere varmak için güncel değerlerin o zamanki değerlere göre bir kriterle saptanabileceğini, davalılar ... ve davalı şirketin giderlere eşit oranda katıldığını, raporun bu yönü ile de eksik ve hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının AİHM kararlarına da aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların murisinin kat mülkiyeti kurulmasına ilişkin resmi senedi bizzat imzaladığı, kaldı ki alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın onaylı projeye uygun yapıldığı, taşınmazların konumu, kullanım alanı, büyüklüğüne göre arsa paylarının yerinde olduğuna dair verilen raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca müvekkilinin 88/480 arsa paylı gayrimenkulünü miras yolu ile intikal almadığını, 06.06.2001 ve 22.10.2010 tarihlerinde bedelini ödeyerek hisseler halinde satın aldığını, bunun yanında 128/480 arsa paylı zemin 2 nolu daireyi davacı ...'ndan 02.08.2019 tarihinde satın aldığını, ...'nun da 128/480 arsa paylı Zemin kat 2 No'lu daireyi 14.04.1982 tarihinde satın aldığını dolayısıyla hem İlk Derece Mahkemseinin hem de Bölge Adliye Mahkemesinin müvekkilinin gayrimenkulünün arsa payını düzenleyen miras bırakanından intikal yolu ile edindiği yolundaki bilgilerin doğru olmadığı sebebiyle Bölge Adliye Mahkemesinin ret gerekçesinin doğru olmadığını, kat mülkiyeti kurulduktan sonra malik olanlar ile kuruluşunda bizzat hazır olup tapuda imzası olmayan kat maliklerinin, arsa paylarındaki yanlışlığın düzeltilmesi davasını açabileceğini bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa paylarının tespiti ile tapu siciline tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 33 üncü ve 49 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde 1981 tarihinde kat mülkiyetinin tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Davacıların murisinin kat mülkiyeti tesisi işlemlerinde bizzat bulunduğu kat maliklerinin uzunca müddet arsa payına itiraz etmedikleri anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Birleştirilen davada davacı ...'dan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.