"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3755 Esas, 2024/172 Karar
Avukat ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/385 Esas, 2022/319 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Van ili, 1820 ada 53 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırıldığı hâlde, taşınmaza yol yapılmak suretiyle el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; bölgede yapılan imar uygulaması işleminin kesinleştiğini, imar uygulaması yapılmasına ilişkin kararın geri alınmasına veya düzeltilmesine yönelik olarak davacının gerek askı ilan süresi içinde gerek işlemi öğrendikten sonraki dönemde müvekkil kuruma herhangi bir başvuruda bulunmadığını, dava konusu taşınmazın idari işlemlere tabi tutulduğunu, kamulaştırmasız el atma davasına konu yapılmasının mümkün olmadığını, faiz ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalı idare adına adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, Büyükşehir il sınırları içerisinde bulunan 20 metre ve üzeri tüm yolların yapım, bakım ve onarımlarının Büyükşehir Belediyesinin yetki ve tasarrufunda olduğunu, bunun dışındaki yolların ilçe belediyelerin yetki ve tasarrufunda olduğunu, bu hususun yerel mahkeme tarafından değerlendirmeye alınmadan karar verildiğini, yetkili ve görevli belediyenin tespitinde yanılgıya düştüğünü, müvekkil idarenin dava konusu taşınmaz üzerinde hukuki veya fiili herhangi bir kamulaştırma işleminin olmadığını, müvekkil kuruma yönlendirilen davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yasal mevzuata aykırı düzenlendiğini, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, tazminat bedelinin tespitinde emsal alınan taşınmazın en değerli olan mevkiden seçildiğini, dava konusu taşınmaza yakın ve özellikler açısından benzer olan ve Mahkemece resen tespit edilmesi gereken komşu taşınmazlar yerine her açıdan daha yüksek değere sahip olan emsalin değerlendirmeye esas alınmış olmasının kanuna aykırı olduğunu, emsal taşınmaz üzerinde binaların bulunduğunu, emsalin satış değerinden binaların tespit edilecek bedelleri düşüldükten sonra emsal zemin bedelinin bulunması gerektiğini, taşınmaza biçilen değerin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi heyetince taşınmazın imar uygulamasındaki mevcut durumunu bilmeden üstünkörü bir değerlendirme yapıldığını, dava konusu taşınmaz parselinin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi kapsamında kalıp kalmadığını, imar uygulaması yapılıp yapılmadığı hususunda araştırılması gerektiğini, davacı tarafın vekâlet ücretiyle ilgili talebinin ise maktu olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yargılama ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, istinaf sebebi olarak ileri sürülen hususların yerinde görülmediğini, Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 269 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... Başkanlığından aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.