Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5107 E. 2025/1007 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili davası.

Gerekçe ve Sonuç: 7201 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanuna eklenen geçici 15. maddenin 2. fıkrasındaki "ek 3. madde hükmü uygulanarak" ibaresinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi ve davanın kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış olması nedeniyle, ek 3. maddenin uygulanma imkanı kalmadığı ve dava konusu taşınmaza dava tarihi itibarıyla değer biçilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/391 Esas, 2024/549 Karar

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 19.06.2019

KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ :...4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/274 Esas, 2023/405 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili,...ilçesi, ...Mahallesi 172 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını belirterek tazminat bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle;dava konusu yerin Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından İmar ve İskan Bakanlığının 04.05.1979 tarihli ve 575/1138 sayılı oluru ile kamulaştırıldığını, kıymet takdir komisyonunca davacının hissesine karşılık belirlenen bedel olan 35.700,00 TL taşınmaz maliki adına T. Emlak Kredi Bankası ...şubesine bloke edildiğini, davacıya yapılan tebligatın iade gelmesi nedeni ile ilanen tebligat yapıldığını, Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/553 Esas, 1986/964 Karar sayılı kararı ile idare lehine tescil kararı verildiğini, verilen hükmen tescil kararının kesinleşmesi üzerine dava konusu taşınmazların mülkiyetinin Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, kamulaştırma işleminin üzerinden 40 yıl geçtiğini, tebliğden itibaren 30 günlük yasal hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; nispi vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmanın usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, emsal alınan taşınmazın uygun nitelikte olmadığını, eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma evraklarının tapu malikine noter vasıtasıyla tebliğ edildiğinin ve kamulaştırma bedelinin ödendiğinin davalı idareler tarafından ispatlanamadığını, dolayısıyla kamulaştırma işleminin malik davacı yönünden kesinleşmediğini, dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği, bu işlemin tapu kaydı maliklerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeksizin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca tescil davası açıldığı ve davalı adına tapuya tesciline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile; 7201 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 7 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen 15/2 fıkrasında yer alan "ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak" ibaresinin iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli iptal kararında, kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazlar hakkında açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarındaki hesap usulünü değiştiren 2942 Sayılı Kanun'a eklenen Ek 3 üncü maddenin kanun yürürlüğünden önce açılan ve devam eden davalara da uygulanacağına dair hüküm içeren geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "ek 3.madde hükmü uygulanarak" kısmı iptal edilmiştir. Her ne kadar Dairemizce Ek Madde 3 hükmü uygulanarak yeniden karar verilmesi için iade kararı verilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli iptal kararı ve davanın açılış tarihi dikkate alındığında artık ek Madde 3 hükmü uygulanması gereği ortadan kalkmıştır. Buna göre; kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen niteliklerine göre bedelin adil ve hakkaniyete uygun olduğu ancak; el atma tarihinin 1983 yılı sonrası olması nedeniyle harç ve vekâlet ücretlerinin nispi hesaplanması gerekirken maktuen hesaplanmış olması doğru görülmediğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen itirazları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davacı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen 2942 sayılı Kanun'un Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

4. Bu durumda Kanun'un yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3, 990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak Ek Madde 3'ün uygulanma imkanı kalmadığından dava konusu taşınmaza dava tarihi itibarıyla değer biçilmesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.