"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/152 Esas, 2023/476 Karar
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 07.12.2016
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin miras bırakanları ...ı ve ...’nın Ekim 1983 tarihinde Bursa ili, ..., ... eski 938 ada 1 parsel (yenileme ile Hamzabey Mahallesi 4842 ada 1 parsel) sayılı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, 260.000,00 TL bedelle 13.09.2006 tarihinde ...Belediyesinin kamulaştırma yoluyla malik olduğunu, daha sonra taşınmazın vakıf mülkü olması sebebiyle 30.07.2009 tarihinde Sultan ... Han-ı Sani Bin Sultan Mehmet Han Vakfı adına tapuya tescil edildiğini, ... tarafından Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1006 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine kamulaştırma nedeniyle ödenen 260.000,00 TL’nin iadesi için sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tazminat davası açıldığını, davanın kabulüne dair kararın ...Belediyesi tarafından icraya konulduğunu, Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/322 Esas sayılı dosyası ile taşınmazın mülkiyetinin belediyeye ait olduğunun tespiti ile tapunun ...Belediyesi adına tesciline ilişkin açılan davanın reddine karar verildiğini ve kesinleştiğini, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2013/5960 Esas sayılı dosyası ile müvekkillerden talep edilen hisseye tekabül eden miktarın tüm ferileri ile birlikte ödenme zamanındaki bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsili ile ihbar olunan ...Belediyesine ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacılar tarafından ...Belediyesine satıldığını, daha sonra talebi üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, davanın tarafının Vakıflar Genel Müdürlüğü ya da ...Belediyesi olması gerekirken Hazineye husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davacıların iyiniyet kurallarının yüklediği özeni göstermediğini, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ve 2020/324 Esas, 2020/630 Karar sayılı kararı ile davanın, davacı ... yönünden kısmen kabulü ile Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2015/3513 Esas sayılı dosyasında adı geçen davacı tarafından ödenen 111.742,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...’ya verilmesine ve diğer davacılar yönünden henüz bir zarar doğmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2022 tarihli ve 2021/497 Esas, 2022/1432 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın tapu kütüğüne 25.02.1970 tarihinde “zemini Murâdısani ve gediği, Haremeyn gediklerinden icareli” şerhi ile 12.06.1978 tarihinde “eski eserdir” şerhinin işlendiği, davacılar murisinin taşınmazı 14.10.1983 tarihli işlem ile üzerindeki şerhin getirdiği yükümlülükle birlikte satın aldığı, buna göre Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hâli ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiş olup 4721 sayılı Kanun'un 1020 nci maddesi hükmü nazara alındığında tapunun beyanlar hanesine şerh işlendikten sonra bu şerhi tapuda görmesine rağmen taşınmazı devir alan davacının iyi niyetli olduğundan ve 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca dürüst davrandığından söz edilemeyeceği, davacının tapusunun eski eser niteliğindeki Muradiye Hamamı içinde kalması sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından davanın tüm davacılar yönünden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamının hatalı olduğunu, 12.06.1978 tarihli “eski eserdir” şerhinin dava konusu taşınmaz üzerinde bir takyidat olmadığı açık olup 25.02.1970 tarihli şerh yönünden ise satın alma tarihi itibarıyla taviz bedeli ödeyerek satın aldığını ve taşınmaz mülkiyetinin mutasarrıfa geçtiğini, vakfa ait şerhin varlığının bir etkisi olmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatının incelenmemesi ve kamulaştırmanın mümkün olmadığı dikkate alınmadan işlem yapılması nedeniyle problemin ihbar olunan ...Belediyesinde olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili Hazine lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen “maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.'' hükmü gözetilerek davalı Hazine lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.