"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/428 Esas, 2023/2961 Karar
ASIL DAVADA DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 02.04.2012
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/66 Esas, 2021/336 Karar
Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın ... yönünden husumetten reddine, Hazine yönünden ise süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf talebinin reddine, davalı ... Müdürlüğünün istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden ise davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davacı ...’a 01.02.2024, davacı Sadettin Kenan Yıldızalp’e 05.02.2024 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süresi geçirildikten sonra 06.03.2024 tarihinde verilmiştir.
Bu nedenle; davacılardan ... ve Sadettin Kenan Yıldızalp vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ..., ..., 676 parsel sayılı taşınmazın müvekkilerinin murisi Aşir ÇELİK adına kayıtlı olduğunu; Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/549 Esas, 1987/1277 sayılı kararıyla orman dışına çıkartma işleminin iptal edildiğini, taşınmazın orman olduğunu, dolayısı ile taşınmazın mülkiyetinin tamamen kilitlendiğini ve müvekkillerinin tasarruf haklarının son bulduğunu beyan ile dava konusu taşınmazın orman yapılması nedeniyle uğranılan zararın dava tarihindeki rayiç değerinin tespiti ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; idarelerinin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan herhangi bir sorumluluğu bulunmaması nedeniyle idareleri aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesini, aksi durumda davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı yönünden ret kararının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilim idare yönünden davanın husumetten ret kararı verilmesi ve ayrı vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların murisine ait dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/59 Esas 1984/979 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu taşınmazın davacıların murisi adına olan tapunun iptaline, taşınmazın orman tahdit sınırları içine alınmış bulunmakla ayrıca Hazine lehine tesciline gerek bulunmadığına karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 12.09.1986 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, tapu müdürlüğünce söz konusu ilamda dava konusu taşınmazın tesciline yönelik ibare bulunmaması nedeniyle tapuda infaz edilmediği, ancak tapunun iptaline karar verilmiş olmakla hükmün kesinleştiği 12.09.1986 tarihinde mülkiyetin kaybedildiği ve zararın bu tarih itibarıyla oluştuğu, davacıların murisi adına tapuda kaydın şekli olarak devam etmesinin hükümsüz olduğu, mülkiyetin kaybedildiği 1986 yılından davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı ... vekili tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, ayrıca Anayasa Mahkemesinin 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı ve 25.07.2017 tarihli Yaşar Çoban Kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararı dikkate alındığında davacıların tazminat hakkının bulunduğu kabul edilse bile davacılar tarafından 18.11.2009 tarihinden itibaren oluşan iç hukuk yolu itibariyle 1 yıllık makul süre geçtikten sonra 02.04.2012 tarihinde dava açıldığı, davanın makul süre içerisinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı, mahkemece verilen kararın davalı ... yönünden usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddine, davalı ... idare vekilini istinaf itirazlarına gelince 4721 sayıl Kanun’un 1007 nci maddesine dayalı tazminat davalarında davalı sıfatı hazineye ait olup orman idaresinin davalı sıfatı bulunmadığından mahkemece davalı ... idaresi yönünden davanın husumetten reddine karar vermek gerekirken zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davalı ... idare vekilinin istinaf itirazlarının kabulü İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu sicil kaydının iptali talebiyle davalı ... İdaresi tarafından müvekkillerim aleyhine İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/10 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını 18.10.2014 tarihli ve 2014/10 Esas ve 2014/507 Karar sayılı kararı ile dava konusu parselin orman vasfı ile davalı ... adına tesciline karar verildiği hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin görüldüğünü, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında makul süreden bahsedildiğini, ancak dava konusu taşınmaz müvekkillerim murisi üzerine kaydı devam etmekte olduğunu, dolayısıyla sicilde kaydı devam eden taşınmaz için makul sürenin aleyhe yorumlanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
5. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; davacıların murisi adına kayıtlı dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığından bahisle Hazine ve Orman Genel Müdürlüğünce tapu kaydının iptali talepli açılan davada Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/59 Esas, 1984/979 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda taşınmazın tamamının iptali ile orman tahdit sınırları içine alınmış olması nedeniyle ayrıca Hazine adına tesciline gerek olmadığına karar verildiği ve kararın 12.09.1986 tarihinde kesinleştiği, işbu davada, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmediği için ... tarafından davacılar aleyhine İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/10 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan tapu iptal ve tescil davası neticesinde, 2014/507 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 27.11.2014 tarihinde kesinleştiği ve davacıların tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğradıkları zararın tazmini için 02.04.2012 ve 23.05.2014 tarihlerinde işbu davaları açtıkları anlaşılmıştır.
3. Davalı Hazineye asıl davanın dava dilekçesinin 24.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ... vekilinin 25.04.2012 tarihli dilekçesi ile 1 aya kadar cevap süresinin uzatılmasını talep ettiği, Mahkemenin 03.05.2012 tarihli ara kararı ile idareye cevap süresinin sonundan başlamak üzere 1 aylık ek cevap süresi verdiği ve Hazine vekilinin 16.05.2012 tarihinde davaya cevap verdiği ve cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmadığı anlaşılmıştır.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ... vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Asıl dava açısından Hazine vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmadığından davacı ... yönünden işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar ... vd. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar ... vd. vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Davacı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.