Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5450 E. 2025/598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava tarihi itibarıyla taşınmaza değer tespiti yapılması gerektiği, taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih itibarıyla arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile emsal karşılaştırılarak TÜİK tarafından açıklanan Yİ-ÜFE endeksi ile güncellenmiş bedelin davalı idareden tahsiline dair yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1690 Esas, 2024/274 Karar

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

Avukat ...

İHBAR OLUNANLAR : 1.Maliye Hazinesi vekili Avukat ...

2... Deri Organize Sanayi Bölgesi vekili

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 24.05.2013

KARAR : Esastan ret

Bölgesi vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/60 Esas, 2023/159 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince dava konusu 532, 540, 559 ve 616 parseller yönünden davanın kısmen kabulüne, 671 parsel hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı idare ile ihbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare ile ihbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 532, 540, 559, 616 ve 671 parsel sayılı taşınmazlara davalı idarece usulüne uygun kamulaştırma yapılmadan fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedellerinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kamulaştırma işlemlerinin kesinleşmiş mahkeme kararları ile tescil edilerek kesinleştiğini, murisin kamulaştırma işleminden haberdar olduğunu, dava konusu 671 parsele rızai ferağ verdiğini, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın dava konusu 532, 540, 559 ve 616 parseller yönünden kısmen kabulü ile taşınmazlar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 671 parsel hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare ile ihbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği gibi 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek-3 maddesine getirilen ek fıkra ile Geçici 18 inci maddesi gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik ve hatalı inceleme yapılarak yüksek bedel belirlendiğini, taşınmazın el atma tarihindeki arazi niteliğine göre değer takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2.İhbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin yüksek belirlendiğini, taşınmazlara arazi olarak tescil tarihi itibarıyla değer tespiti yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazlara mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi Mahkemece iade kararına uyulduğu, taşınmazların bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare ile ihbar olunan vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare ile ihbar olunan vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

2.İhbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi vekili istinaf dilekçesinde özetle:istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı.

4. 2942 sayılı Kanun'un Ek madde 3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri.

5. Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu 532, 540, 559 ve 616 parsel sayılı taşınmazların 1982 yılında mülga Arsa Ofisi tarafından kamulaştırıldığı, 6830 sayılı Kanun'un mülga 16 ve 17 nci maddeleri gereğince tapu kayıt maliki davacılar murisinin payının davalı idare adına sonrasında da satış suretiyle ihbar edilen adına tescil edildiği ve kamulaştırma evraklarının tapu kayıt maliki davacılar murislerine usulüne uygun tebliğ edilmediği dolayısıyla kamulaştırmanın davacılar hakkında kesinleşmediği anlaşılmıştır.

3.21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 3’ün birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki; “...dava tarihi itibarıyla...” ibaresi ve 7201 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “.. Ek 3üncü madde hükmü uygulanarak..." ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

4. Bu durumda; eldeki davanın 24.05.2013 tarihinde açıldığı gözetildiğinde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; "Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine..." gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile "Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır" genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararı nazara alındığında dava konusu taşınmaza dava tarihi itibarıyla değer tespiti yapılması gerekirken temyiz edenin sıfatına göre; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih itibarıyla arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile emsal karşılaştırması yapılıp Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenerek değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline dair kararda sonucu itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare ile ihbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ihbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesinden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

(Karşı Oy)

KARŞI OY

2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.

Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “… dava tarihi itibariyle…” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği,

Uygulama yapılırken de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden de uygulanmaları gerekeceğinden davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri de gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin TÜİK tarafından açıklanan Yİ-ÜFE Endeksi Tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “KARAR TARİHİ” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiği düşüncesinde olmakla birlikte; temyiz eden tarafın sıfatı gözetildiğinde dava tarihi nazara alınarak değer tespiti yapılması yönündeki bizim de sonucu itibarıyla katıldığımız çoğunluğun onama kararının Değerlendirme bölümünün 4 No.lu bendindeki görüş ve gerekçesine katılmıyoruz. 14.01.2025