"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/11 Esas, 2024/459 Karar
DAVA TARİHİ: 03.06.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/616 Esas, 2023/730 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 19.04.2024 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine, 25.04.2024 tarihli kararı ile de Mahkemece hükmedilen harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak düzeltilmesine ilişkin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar ve tavzih kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Temyiz istemi, temyiz konusu miktar veya değerin kesinlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2024 tarihli ek karar ile 25.04.2024 tarihli tavzih talebinin reddine ilişkindir.
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar her paydaşa düşen bedel yönünden karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddine ilişkin söz konusu kararın onanması gerekir.
Tavzih talebine ilişkin temyize gelince, tavzih kararı ile hüküm değiştirilemeyeceği gibi dosya içeriğinden dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığı anlaşıldığından 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddenin üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava, 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığından bahisle açılan kamulaştırmasız el atmaya dayanan dava olup, kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında nispi harç ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerinde olup tavzih talebinin reddine ilişkin kararın onanması gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Bölge Adliye Mahkemesince verilen 19.04.2024 tarihli ek karar ile tavzih talebinin reddi kararının ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.