Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5608 E. 2025/1368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atılmamış olsa da imar planıyla okul alanı olarak belirlenen taşınmazın uzun yıllardır kamu hizmetine tahsis edilmiş olması, paydaşların açtığı davalar sonucu davalı idarenin (Hazine) taşınmazda pay sahibi olması ve bu nedenle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1254 Esas, 2024/728 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/271 Esas, 2023/44 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., ....... Mahallesi 42605 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında okul alanı olduğunu belirterek taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin idarelerine düşmediğini, bedel ve faizin hakkaniyetli olmadığını, faiz talebinin hukuki şartları ihtiva etmediğini, idarenin kusuru bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen değeri kabul etmediklerini, değerin fahiş olduğunu, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, uzlaşmanın dava şartı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Ankara ili, ..., ..... Mahallesi 42605 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1997 onay tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ve buna bağlı olarak 17.04.2003 tarihli ve 523 sayılı kararla onaylanan 84016/3 nolu parselasyon planı kapsamında ilköğretim alanı olarak ayrıldığı, yapılan keşif sonucu sunulan bilirkişi kurulu raporuna göre taşınmaz üzerinde herhangi bir tesis ve yapı bulunmadığı, boş arsa konumunda olduğu, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği, davalı idare tarafından imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde dava konusu taşınmazın kamulaştırılması yönünde herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmış olup, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebile açık olup, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde 1 inin birinci fıkrasına eklenen cümle de dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargı görevli olup, bu itibarla, kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmaz ile emsalin vergiye esas değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, hükmedilen bedel üzerinden nispi vekâlet ücreti takdirine dair kararda, taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada Eylül 2020 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 1.700 TL/m² birim bedelin davalı idare istinafı üzerine Dairenin 2021/1703 esas sayılı kararı ile uygun bulunduğu da dikkate alındığında, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini, idari yargının görevli olduğunu, değer tespiti hesaplamasının hatalı yapıldığını, faiz ile faiz türüne ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiğini ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu hususlarını ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5 Esas, 662/651 Karar sayılı kararı ile ''uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulu gerektiğine...'' karar verilmiştir.

5.2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, dava dışı paydaş dosyası da dikkate alındığında, 1996 onay tarihli 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında ilkokul alanı olarak ayrıldığı, dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması ve paydaşların açtığı davalar sonucu o tarihte sorumlu idarenin de tapuda paydaş olduğu birlikte gözetildiğinde fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapora göre taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Taşınmazın paydaşı tarafından açılan dava sonucu davalı idarenin (Hazine) taşınmazda pay sahibi olduğu, bu yönüyle de fiilen el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, bu itibarla da davalı idare aleyhine nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.