"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1365 Esas, 2024/446 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/22 Esas, 2021/196 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve davalı ... kayyımı vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ..., ... Mahallesi 69 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Mülhak .................,Vakfı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydında Z.... şerhinin yer aldığını, adı geçen vakıf mülhak vakıf olup halen vakfedenin soyundan gelen mütevellisi tarafından yönetildiğini, kamulaştırma bedelinin %10 oranında hesaplanan taviz bedelinin tamamının müvekkili vakıf adına ödenmesi gerektiğini belirterek, tespit edilen bedelin %10 nun taviz bedeli olarak müvekkili vakıf adına bloke edilmesi halinde vakıf şerhinin terkininin sağlanabileceği hususu nazara alınarak tescile karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tespit edilen bedelin vakıf şerhi için %10 taviz bedeli düşüldükten sonra kalan kısmının kayyıma ödenmesine, taviz bedelinin davalı mülhak Savcızade Hacı Mustafa Ağa Vakfına ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... Belediyesi adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı ... Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde özetle;belirlenen bedelin yüksek olduğunu, ilk kararda hükmedilen bedel daha yüksek olduğu halde ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, fazla işletilen faizin de iadesi gerektiğini, taviz bedelinin mahsubu ile kalan bedelin hükümde hatalı gösterildiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı ... kayyımı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın m² birim değerinin 1.630,00 TL olarak kabul edildiğini, fakat istinaf kaldırma kararı öncesi verilen ilk kararda m² birim değerinin 1.885,00 TL olarak hesaplandığı anlaşılmakla tespit edilen bedelin gerçeği yansıtmadığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tüm davalılar lehine tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
3. İhbar olunan ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme neticesinde belirlenen bedelin düşük olduğunu,taraflarına vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yer alması gözetilerek bedelinin emsal kıyaslaması yapılmak suretiyle tespit edildiği, Adana ili,...... (.....) Mahallesi 6433 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 28.05.2016 tarihli satışının emsal alındığı, dava konusu taşınmazın emsal ile kıyaslanmak suretiyle nitelikleri, konumları, yüzölçümleri ve vergi rayiç değerleri gözönünde bulundurularak % 40 düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra dava konusu taşınmazın emsalin % 80'i edeceği kabul edilerek bedelinin tespit edildiği, davacı idare tarafından dava konusu taşınmaz bedelinin düşük olduğu belirtilerek istinaf talebinde bulunulmuş ise de tespit edilen bedelin bölge rayiçlerine uygun olduğu, kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayacak şekilde faiz işletilmesinin uygun olduğu, taşınmaz üzerinde lehtar tesis edildiği görülmüş olup vakıf lehine % 10 ödeme yapılarak bakiye bedelin tapu kayıt malikine ödenmesine ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu, davalı kayyım ve ihbar olunan tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ise de kamulaştırma bedelinin usul ve kanuna uygun olarak belirlendiği görülmüş olup buna ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, kararda küçük hesap hataları sebebiyle davacı kurum tarafından düzeltme talebinde bulunulmuş olup bu yöne ilişkin İlk Derece Mahkemesince karar verilmesi mümkün olduğundan istinaf sebebi görülmediğinden istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... kayyımı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı ... Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... kayyımı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare ve davalı ... kayyımı vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dairemiz denetiminden geçen aynı mahallede bulunan, aynı kamulaştırma kapsamında dava konusu taşınmaza yakın konumdaki 69 ada 104 parsel sayılı taşınmaza idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda 2016 tarihi itibarıyla 800,00TL/m² ve Eylül 2016 değerlendirme tarihi itibarıyla Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/580 Esas, 2017/129 Karar sayılı dosyasında 2.030,00 TL/m² değer biçildiği ve dava konusu taşınmaza bitişik konumda bulunan 69 ada 8 parsel sayılı taşınmaza idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda 2015 tarihi itibarıyla 600,00 TL/m² ve Eylül 2016 değerlendirme tarihi itibarıyla Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/578 Esas, 2017/78 Karar sayılı dosyasında 1.827,90 TL/m² değer biçildiği anlaşıldığından, Kasım 2016 değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza 1.630,00 TL/m² değer biçen rapor inandırıcı olmadığından yakın konumda bulunan parsellere ilişkin bedellerden ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
5. Kabule göre de; tespit edilen bedele ilk karar tarihi olan 22.02.2018 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken 25.03.2021 tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi yerinde değildir.
6. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
7. Davalı ... adının gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare ve davalı ... kayyımı vekillerinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davalı ... Deftarlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.