"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1497 Esas, 2024/745 Karar
DAVA TARİHİ : 27.02.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/634 Esas, 2022/601 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu Yalova ili, ..., ... 462 parsel sayılı taşınmazın Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/189 Esas, 2018/508 Karar sayılı dosyası ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini belirterek davacının uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumetin yanlış yönlendirildiğini, hukuki değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceğini, davacının kamulaştırmasız el atmaya dayanarak dava açma hakkının 13.01.1963 günü sona erdiğini, bu nedenle zamanaşımının da geçtiğini, taşınmazın maliki tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğini, bu nedenle davacılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini belirterek davanın yasal ön başvuru şartları yerine getirilmediğinden reddine, husumet, zamanaşımı ve esastan haksız ve yersiz olduğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda Bakla 800 kg, Buğday 273 kg ve Bamya 342 kg alındığını, 2019 yılı verilerinin hatalı olması nedeni ile taşınmazların gerçek değerine ulaşmanın mümkün olmadığını, 2011-2012 yılında kamulaştırma davaları açılan Gebze-İzmir Otoyolu kapsamında kamulaştırılan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen taşınmazların 1 km mesafede olduğunu, bu taşınmazlara 2012 yılı itibari ile 150,00 TL/m² ile 300,00 TL/m² arasında değer tayin edildiğini ve bu değerlerin kesinleştiğini, müvekkiline ait taşınmazın köy içi ve ilçeye yakın olduğunu, en az 500,00 TL/m² olması gerektiğini, aynı bölgede aynı objektif değerlere sahip taşınmaz için %100 değer artışı uygulanırken müvekkiline ait taşınmaz için %30 objektif değer uygulandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet itirazı olduğunu, başkaca dosyalarda tespit edilen birim değerlerine göre dava konusu taşınmazın m² birim değerinin yüksek kaldığını, münavebe ürünlerinin hatalı seçildiğini, kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 olması gerektiğini, %30 objektif değer artış oranın hatalı olduğunu, davanın kısmi dava olması nedeniyle ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza zarar tarihi olan 2019 yılı verileri esas alınmak suretiyle net gelir yöntemine göre değer biçilmesi ve taşınmazın konum ve özelliklerine göre uygulanan objektif değer artış oranı makul olup, aynı bölgeden Daireye intikal eden dosyalardan 2021/1818 Esas, 2022/958 Karar sayılı dosyada 711 parsel sayılı taşınmaz için 2019 yılı itibarıyla 97,43 TL/m² değer biçildiği, belirtilen kararın tarafların temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/8807 Esas, 2023/2502 Karar sayılı kararı ile onandığı, her iki taşınmaz birbiri ile kıyaslandığında 711 parsel sayılı taşınmazın (yeni 340 ada 406 parsel ) yerleşim yerine ve yola yakın konumda olduğunu, eldeki davada yer alan taşınmazın ise orman bitkisi örtüsü ile kaplı taşınmazlarla çevrili ve ulaşım imkanı kısıtlı bir taşınmaz olduğu, dolayısıyla bilirkişi heyetinin hazırladığı ikinci ek raporda da değinilen hususlar doğrultusunda yapılan değerlendirme de isabetsizlik görülmeyerek tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden dava konusu Yalova ili, ..., ... 6.245,91 m² yüzölçümlü 462 (yeni 341 ada, 484 parsel) parsel sayılı taşınmaz davacı adına tapuda kayıtlı iken Orman Genel Müdürlüğü tarafından Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/189 Esas numarasında açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması neticesinde 2015/189 Esas, 2018/508 Karar sayılı kararı ile tapu kayıtlarının iptal edilerek Orman vasfı ile ... adına tesciline karar verildiği, kararın 12.02.2019 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 27.02.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu yapılarak değer biçilmesinde, tespit edilen bedelin davalı Hazineden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.